Nerede o eski Ramazanlar diyecek yaştayım.

Hakikaten nerede eski Ramazanlar. Ev telefonunun dahi çok az ailede olduğu, cep telefonunun çağrı cihazlarının henüz hayatımıza girmediği seksenli yıllardan bahsetmek istiyorum. Mahallemizde sahura kim erken kalkmışsa perdesini aralayıp sağa sola bakar, ışığı yanmayan ev gördüğünde babalarımız ve annelerimizin hadi oğlum hadi kızım biz sofrayı hazırlayana kadar komşularımızın kapılarını tıkla, sahura uyandır denildiği zamanlardan bahsetmek istiyorum. Şimdiki gibi tut(a)mayanların aşikar olmadığı kasap dükkanlar dahil lokantaların camlarının pamuğa kireç bandırarak içerisi görünmeyecek şekilde izole edildiği, sokakta alenen bir şeyler yenilip içilmenin görülmediği zamanlardan. Sokağında gayrimüslim komşuları olup onların da aynı hassasiyetle davrandığı hatta evlerinde pişirdikleri yemeklerden iftara yakın Müslüman komşularına ikram ettiklerini söyleyen arkadaşlarımı hatırladığım zamanlardan. Şimdiyse asıl eleştiriyi kendime yapmak istiyorum. Zaman öyle bir döndü ki cep telefonu ve dijital çağla birlikte sofralardakilerin ikram edilmeyip sosyal mecralarda ekranlara yansıtıldığı zamana geldik. Komşusu açken tok yatan bizden değildir diyor Hazreti peygamber ama biz tıkabasa yiyerek hatta sindirebilmek için soda ve ilaçlar aldığımız zamanlardayız dostlar. Bunları önce kendi nefsime söylüyorum, aynaya bakıyorum,aynadaki benle konuşuyorum.
Ramazan paylaşmak, kendimize gelmek, silkelenmek, toparlanmak demek. Ne kadar başarabiliyoruz/ne kadar başarabiliyorum? Mazlum coğrafyalarda yaşanan sıkıntılar, gıdaya ulaşamama riskleri, imkanlarının kısıtlı olması ve kaynaklarının sömürülmesi… Aynı dünyada yaşıyoruz ve düzeltmek için neler yapıyoruz ? Üzülerek ifade edeceğim bunun muhasebesi yapmazsak maalesef er geç acı sonucunu göreceğiz.

Karagöz Hacivatlı zamanlara yetiştim hatta ve hatta bir nevi meddah ortaoyunu ile Ramazan eğlencelerinin yapıldığı dönemlere. Şimdilerde ise Ramazan etkinlikleri ve kutlamalar konserlere döndü. Sanatçı dostlarımız tabiki korunup kollanacak, kollanmalı da ama bilemiyorum teravihten çıktıktan sonra sazlı sözlü eğlenceler Ramazan ayının kutsallığıyla ne kadar bağdaşıyor?

Gittiğim bir çok ülkede yoklukların yaşandığı evlerin kapılarında market kolilerinin üzerinden harfler kesilip birbirlerine eklenerek, tamamen eldeki malzemeyle “Welcome to Ramadan” yazıları gördüm. Harika bir fikir ve karşılama bence. O ruhu yaşamak, yaşatmak için tek olması gereken halis imanla samimiyet ve galiba biraz da dertlenip, kıymet vermekle ve önceliklerimizle alakalı. Kandiller de öyle mesela, evlerde kandil kutlamaları yapabilmeliyiz, süslemeliyiz evlerimizi küçük hediyeler alıp saklamalıyız. Sıcak soğuk oynayarak çocuklarımızın o hediyelere ulaşmasını sağlamalıyız. Tabii ki hediyelere ulaşan yavrularımızda bir sonraki kandili ve bayramı büyük bir heves ve özlemle bekleyeceklerdir diye düşünüyorum. Ebeveynler olarak Ramazan ayını çocuklar için keyifli hale getirirken onlara infak etmenin ehemmiyetini anlatırken sadakanın kıymetini öğretmeli, vermeye alıştırmalıyız.
İftar sofralarında pişen aşların birer tabakta olsa komşularla paylaşıldığı anlar geldi yazarken aklıma. Şimdilerde çok katlı apartman veya site ortamındaysanız ne komşularınızın isimlerini ne dairelerinin numarasını bile bilemiyorsunuz. O eski komşuluğun en sıcak yaşandığı günlerden fersah fersah uzaktayız. Oysa dijital çağın verdiği imkanlar ve teknoloji saniyesinde dünyanın öbür ucundaki bilgi, belge görsele ulaşırken alt ve üst kattaki komşumuzun hiçbir halini ahvalini hatta adını dahi bilememek ne kadar acı öyle değil mi?
Nerede o eski Ramazanlar ve komşuluklar? Özlemle yad ederken başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan-ı Şerifinizi tebrik ediyorum. Bereketi üzerinize olsun inşallah.


Bu arada yakın zamanlı programlarındanda kısaca bahsetmek istiyorum. Nasipse 15-16 martta daha önce teslimini gerçekleştirdiğimiz Adıyaman deprem bölgesi konteyner kentte Ramazan yardımları çerçevesinde ziyaretlerde olacağım. 17 Martta 24 Tv de saat 20:00 de Portre programında, ardından 23/24 martta Düsseldorf kitap fuarı ve ay sonunda Hindistan’da olacağım dostlar.

Muhabbetle,kendinize çok iyi bakın, selam dua ile.

Bu yazı toplam 2089 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Turgut Tunç Arşivi