Bereket, Kardeşlik ve Muhabbet;Ramazan… Hoş geldin…

Ramazan… Sadece bir ay değil, bir iklim, bir huzur durağı. Gecesiyle gündüzüyle yürekleri saran, ruhu incelten, gönülleri birbirine yaklaştıran bir rahmet mevsimi. Bu mübarek ay geldiğinde, vakitler kıymetlenir, gönüller yumuşar, sofralar sadece ekmekle değil, muhabbetle bereketlenir.

İftara dakikalar kala evlerde, sokaklarda, meydanlarda bir heyecan başlar. Çorbalar kaynar, hurmalar hazırlanır, dualar dillerde dolaşır. Zamanın en özel dakikalarından biridir o an: Açlık ve susuzluğun yerini şükür alır, bir lokmanın değerini en derinden hissederiz. Sabırla beklenen o an, Allah’ın nimetlerine şükrün en güzel hâlidir.

Sahurun bereketi, iftarın huzuru kadar Ramazan’ın asıl güzelliği, onun getirdiği kardeşlik iklimidir. Aynı kıbleye dönen gönüller, aynı duaya âmin diyen diller, aynı sofrada buluşan eller… İnsan olmanın, paylaşmanın, aç kalan birini düşünmenin ne demek olduğunu en iyi bu ayda anlarız. Belki bir sokak lambasının altında iftar açan bir garibin duasına ortak oluruz, belki hiç tanımadığımız birine bir tabak yemek uzatarak gönlünü kazanırız. Ramazan sadece oruç tutmak değil, iyiliği kuşanmak, nefsin bencilliğinden sıyrılmak, kalbi arındırmaktır.

Bu ay sadece bize değil, tüm insanlığa bir çağrıdır. Ramazan’dan uzak kalan gönüllere bu iklimi taşımak, bir iftar sofrasına bir dostu davet etmek, paylaşmanın huzurunu tattırmak ne büyük bir iyiliktir! Çünkü Ramazan, herkese hitap eden bir rahmettir. Açlıkla terbiye olan nefis, nimetin kıymetini daha iyi anlar. Susuzlukla sabrı tadan ruh, suyun her damlasına şükreder. İşte bu yüzden, Ramazan yaşanmalı, yaşatılmalı… Hayatımızın her anında, çevremize, arkadaşlarımıza, dostlarımıza örnek olacak bir Ramazan yaşayalım ve yaşatalım.

Ey dostlar! Bu ay, bir arınma, bir yükseliş ayıdır. Sofralarımız bereketlensin, gönüllerimiz genişlesin, dualarımız birbirine kavuşsun. Ramazan’ın ruhunu hissedelim, hissettirelim. Bu ayın sonunda, sadece aç kalmış değil, gönlümüzü doyurmuş, ruhumuzu beslemiş olalım.

Ne güzel demişler: “Ramazan, orucu tutmakla değil, orucun bizi tutmasıyla anlam kazanır.” Peki, bu bereketli ayda biz neyi tutacağız? Bir gönlü mü? Bir yetimin elini mi? Bir garibin duasını mı?

Muhabbetle…

Turgut TUNÇ

Bu yazı toplam 740 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Turgut Tunç Arşivi