Yalnız kalma isteği…

Ne yazıktır ki son zamanlarda ne kadarda çok yalnız kalma isteği içeren görsel ve mesajlar görüyorum, sosyal medya mecralarında. Birçoğu da en sevdiğinden, en yakınından gördüğü değersizliklere içlenenler. Değer verip imkânlarını seferber ettiklerinin görmezden gelmelerinden ve işleri bitince yok saydıklarından dertli. Nedendir bilinmez son zamanlarda herkeste bir geri duruş ve kabuğa çekilme isteği arzusu baş gösterdi. ‘’Ne kadar az insan o kadar huzur’’ söylemleri tavan yaptı. İnsanların nankörlüğünden dem vurulur oldu. Elini tuttuklarının ayağa kalktığında ilk çelmeyi iyiliği gördüğü yere attığını görenler ilişkilerini gözden geçirmeye, görmezden geldiklerini görmeye ve dillendirmeye başladı.

Siyasi görüş ayrılıkları başta olmak üzere birçok nedenden söz sataşmalarıyla başlayan tahammülsüzlükler arkadaşlıklarda kopuşlara neden olmaya başladı. Tuttuğu takıma söz edene küsmeler, borçlarını ödemeyenlere bir şey diyemedikleri için aman görmeyim daha iyi diye görmezden gelenler, yada borcunu unutturmak için gözden kaybolanlar…

Herkes bir yolunu bulmuş yakınlaşma ve uzaklaşmanın. Ama şu bir gerçek etrafımızdaki insan halkasını azaltma hissi herkeste var. Kardeşler arasında ki miras mevzuundan birçok aile ferdi bir biriyle küs. İş yerlerinde makam mevki ve çıkar çatışmalarından herkes birbirinin kuyusunu kazar, açığını arar olmuş. Velhasıl mala ve paraya olan iştah kabarıklığı samimiyetleri bitirdiği gibi gerçek yüzleri ortaya koyuyor. Herkes oyuncu olmuş en kral başrol oyuncusuna taş çıkarırcasına. Bu kadar oyuncunun bol olduğu bir sette bana yer yok deyip seyirci kalmak ve uzakta tutmak daha zararsız geliyor zarar gören insanlara…

Görsen dürüstlük abidesi olan söze gelince mangalda kül bırakmayanları madden manen etrafında zarar vermediği can, ciğer, kardeş, arkadaşım dediği insan kalmamış neredeyse. Ama ne garip ve trajik komik ki yine bu arkadaşların sosyal medya mecralarındaki paylaşımlarına bakınca etraftan çarptıklarıyla sürdükleri hayatları paylaşmaktan geri durmamaları. Pişkinlikleri ise pes dedirten cinsten. Ne demiştik; “Kredisi bitmiş dostlukların limitini arttırmaya gerek yok.” becerebilirsem, becerebilirsek…

*Bir hatırlatma dostlar.
Nasipse İsviçre’de ikinci kitabımla ilgili söyleşi ve imza programı olacak. 19 Ocak akşamı CHAM, SMG camiinde. 20 Ocak 10.00 Zürih, RLB Restoran…

Bekleriz efendim, görüşmek üzere.

Bu yazı toplam 1077 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Turgut Tunç Arşivi