Türkiye’nin ufku parlıyor
AB üyelerinin Başbakanları haykırmaya başlıyor: Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov « Avrupa Birliğinden yardım talep ediyoruz, cevap bile vermekte zorlanıyorlar. Türkiye’ye teşekkür ederim. Bize sağlık malzemesi gönderdi. Avrupa Birliği neden var?» şeklinde Türkiye’den övgüyle bahsediyor.
Aynı şekilde İtalya Başbakanı Giuseppe Conte: «Bu birliğin anlamı dayanışma değil miydi, İtalya’yı yok sayan bir Avrupa’yı biz de yok sayarız.» şeklinde beyanat verdi. Macaristan Başbakanı Viktor Orban: «AB üyesiyiz, ancak bu evde bir sorun var, içerden yardım gelmiyor. Türkiye bize malzeme gönderdi. Defalarca onlara teşekkür ettik.» şeklinde dar boğazda, ülkemizin kendilerine yardım ettiğinden bahsediyor.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez: ise «Ya birlik oluruz, ya da çökeriz. Ancak bu zor günlerde birlik olmadığımızı gördük. Maskelerimize dost ülkeler el koydu.» mesajını verdi. Birbirleriyle dost ülkeler birbirlerinin maskelerine el koymaya, onları çalmaya başladı, dünya ne hale geldi. Avrupa’ da herkes birbirini suçlamaya başlıyor.
Korona insanları yeni sorularla karşı karşıya getiriyor: ABD ve Doların, AB ve Avro nun sonu mu geliyor, AB dağılıyor mu? Petrole bağımlılık bitiyor mu? Dünyada kavga Çin üzerinden mi başlıyor? Çin’den kaçış mı başlıyor?
Çin’in, Amerika’nin geldiği yeri sollayarak, hem siyasi, hem ekonomik, hem de kültürel olarak dünyanın yeni süper gücü olacağı varsayılıyordu. Ancak Korona Çin’in inandırıcılığını, geleceği inşa etme konusundaki güvenilirliğini büyük ölçüde sarstı. Çin, üretiminin % 35 ini Avrupa’ya, % 30 unu ABD ye satıyor. Bu ülkeler ekonomik krize girdiklerinden ve pandemiden dolayı Çin dışa bağlı % 65 cıvarındaki bu üretimi uzun süre ikame edemeyeceği ve ekonomisini toparlayamayacağı için, Çin-İpek yolu ticaret kontrolu Çin’i terketme tehlikesi yaşıyor.
Küresel tedarik zincirinde Çin’in geleceği parlak gözükmüyor, üretim büyük olasılıkla başka ülkelere kayacak. Bu ülkelerin başında Türkiye geliyor, çünkü Türkiye, sınırlarının tamamen kapatılması durumunda bile kendi kendini ikame edecek dünyada 6 ülkeden biri. Asya ve Afrika ülkeleri de Çin’ den vazgeçip, Türkiye’ den mal almaya başlayacak; böylece gelecekte Türkiye’yi büyük bir gelir kaynağı bekliyor. Türkiye bölgesel güç olma yolunda, Türkiye’nun ufku, yaşadığımız bu küresel tehditte parlıyor; ancak bu durum dış güçlerin hoşuna gitmeyecek.
Korona salgınının bu denli yayılmasında Dünya Sağlık Örgütünün vurdum duymazlığının, ülkeleri yanlış bilgilendirmesinin büyük rolü var. DSÖ mensupları Çin’e gidip inceleme yapmalarına rağmen, ülkelere sınırlarını kapatmaları icin talimat vermediler, maske taktırmayı reddettiler, ya da sadece hastaların takmasını tavsiye ettiler. Halbuki bu davranış tamamen yanlış, çünkü hastaların büyük bir kısmı asemptomatik, yani kendilerinde virüs olduğunu bilmiyor, maske de takmadıklarından bu taşıyıcılar birçok insana bulaştırıyor. İşte bu nedenden dolayı hastalık bu kadar çabuk yayılıyor. Ancak Türkiye olayın başından beri DSÖ’nün bu yanlış davranışına rağmen, doğru kararlar alarak, derhal sınırları kapattı, kapalı ve kamu alanlarında, toplu taşıma araçlarında maske zorunluğu getirdi. Ülkede birçok şirket, askeri kuruluşlar maske üretmeye başladı.
Halbuki İsviçre kapalı mekanlarda, alışveriş yerlerinde halen maske zorunluğu getirmeyerek çok büyük hata yapıyor. İsviçre’de zaten uzun zamandır maske bulmak imkansız gibi. Hükümet, ülkede maske sıkıntısı yaşandığından, sadece hasta kişilerin maske takmaları gerektiğini, maskeyi yanlış kullananların virüsü daha kötü bulaştıracakları bahanesini öne sürüyor. Halbuki Türkiye hemen hemen hergün televizyonlarda bilim kurulu üyelerinden ve uzmanlardan oluşan açık oturumlar düzenleyerek, halkı sürekli güncel olarak bilgilendiriyor, maske kullanmayı öğretiyor, «maskesiz sokağa çıkmayın» öğütleri veriyor.
Türkiye’nin halka yaptığı mali yardımlar İsviçre gibi yüksek olmayabilir, zira o kadar zengin bir ülke değiliz, ancak dünyada sağlık sistemleri çökerken, Türkiye bu konuda Avrupa’yı, ABD’yi, İsviçre’yi çoktan solladı, dünyaya örnek ülke oldu, Dünya Sağlık Örgütünden övgü aldı. Sağlık olmadan para hiçbir işe yaramaz. Korona nedeniyle sağlık sistemi felç olan Fransa’nın, fişini çekmek istediği vatandaşımız ve yine İsveç’te koronaya yakalanan, ancak tedavisi reddedilen başka bir vatandaşımız, mali imkanları Avrupa’dan çok daha kısıtlı olan ülkemizin büyük insanlık hizmeti sonucunda ülkemize getirilip iyileştirildi. Sağlık konusunda Türkiye’nin çok gerisinde kalan Avrupa ülkelerinde insanlar ölüm korkusu ve maske yetersizliği yaşarken, Almanya, Türkiye’den maske alalım mı, almayalım mı tartışması yapıyor. Bütün dünyaya yardım gönderen, kol kanat geren Türkiye maske göndermek istiyor; ancak Almanya’da, Türkiye’den yardım almayı kendilerine yediremeyen Bakanlar devreye giriyor, almayalım diyerek eziklik yaşıyorlar.
Türkiye korona konusunda Avrupa ve ABD’ ye kıyasla bu kadar başarılı iken, Türkiye’nin bu durumunu çekemeyen yabancı ülkeler maalesef yabancı basında Türkiye aleyhine gerçek dışı, incitici, kötü niyetli bilgiler vererek insanları Türkiye’ye karşı yanıltıyorlar.
Türkiye’de tüm sağlık personeli sürekli sağlık kontrolundan geçmesine rağmen, İsviçre’de hastanede görev yapan bir doktor tanıdığım, geçen gün 39 ateş ve boğaz agrısı şikayetiyle, çalıştığı hastanede Korona testi yaptırmak istedi, ancak yetkililer test yapmayı reddetti; duyduğumda kulaklarıma inanamadım. Çünkü doktor hastanede birçok hastayla temasta, Korona şüphesi var, test yapmak istiyor ve reddediliyor. İnanılır gibi değil, ama maalesef İsviçre’de bir gerçek. Türkiye’mizin asaleti ve büyüklüğünü bir kez daha, büyük gurur duyarak, vurgulamak isterim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.