İflasın şirkete ve girişimcilere etkileri
Kasım 2016 sayısında özel iflas (Privatkonkurs) konusuna değinmiştik. Bu yazımızda iflas işlemleri hakkında genel bilgililer vereceğiz.
Borçlarını ödeyemeyen şirketler iflas eder. Bu süreç ya şirketin kendisi ya da alacaklıları tarafından başlatılabilir. İflas, bir şirketin fazla borç altında kalması, yani varlıklarının değeri artık borçlarının toplamını kapsamaması durumunda ortaya çıkar. Yönetim Kurulu şirketin böyle bir duruma geldiğinde yetkili mahkemeyi bilgilendirmekle yükümlüdür. İflas prosedürü bir alacaklı tarafından da başlatılabilir. Herhangi bir sonuçsuz kalan icra süreci iflasa yol açabilir.
İflasın girişimciler, çalışanlar ve alacaklılar, yani finansörler, tedarikçiler veya müşteriler için ciddi sonuçları vardır.
İflas işlemleri açıldığında, şirket yönetimi iş yapma ve mevcut tüm varlıkları, yani banka hesapları, gayrimenkul veya üretim makineleri gibi şirketin tüm varlıklarını kontrol etme hakkını kaybeder. Bu mülke yasal dilde "iflas masası" denir. İflas davası bitmeden borçluya tahakkuk eden varlıklar da iflas mallarına aittir. İflas mülkünün değerini tahmin etmek ve toparlanmaya bakmak prosedürüyle görevli iflas dairesinin sorumluluğundadır. Gelirler alacaklıların taleplerini karşılamak için kullanılacaktır.
Girişimciler kişisel olarakta borçlardan sorumludurlar mı? Bu sorunun cevabı iflas eden şirket veya kişiye göre değişir. Tüzel kişiler, örneğin bir anonim şirketi (AG) veya bir limited şirketi (GmbH) iflas edince, borçlar yalnızca şirkete atfedilir. Bu şirket artık mevcut olmadığında artık var olmadıkları anlamına gelir. Böylece, kalan borçlar iflas işlemlerinin sonunda toplanamaz hale gelir ve bundan sonra sadece yönetim kurulu veya yönetimin sorumluluğu mahkemede görüşülebilir (ceza davası, ödenmeyen AHV primleri gibi).
Buna karşılık, özel bir kişi, yani tek mülkiyet durumunda, girişimcilerin iflas prosedürü sırasında ve hatta sonuçlandırıldıktan sonra bile borçlarını ödemek zorunda kalmaları gerekebilir. Bu, birçok şirket kurucusunun yeterince düşünmediği bir husustur. İflas davalarının bir parçası olarak, alacaklılar, ödenmemiş meblağın not edildiği ve iflasın mali durumunun iyileşmesi durumunda taleplerini uygulama hakkı veren acizlik vesikası (Verlustschein) alırlar. Ancak, bunlar yalnızca yeni varlıklar edinmeleri durumunda işletilebilir. Ancak bu durum yeni bir şirket kurmalarına engel olmaz.
Özel şahıs iflaslarında, girişimcinin özel varlıkları iflasa eklenebilir. Bu tasarruf, gayrimenkul ve menkul kıymetleri içerir. Eşin mal varlığı, emeklilik fonu tasarrufu, üçüncü sütun A ve eş ve çocuklar lehine olan hayat sigortası buna dahil değildir.
Şirketin yasal şekli ne olursa olsun, iflas işlemleri sırasında yönetimin bir üyesi veya yönetim kurulu tarafından işlenen yasaların ihlali ceza hukukuna tabidir ve ilgili kişinin şahsen sorumlu olduğu anlamına gelir. Bu, şirketin varlıkları hakkında yanlış bilgi veya fonların kötüye kullanılması olabilir.
İflas, bir girişimcinin imajı içinde sonuçsuz değildir. Bir şirketin ticari sicilden silinmesi, sadece prosedür sırasında değil, sonrasında da kamuya açıktır. Genellikle Moneyhouse gibi özel kredi kuruluşlarının sayfalarında şirketlerin iflas ile alakalı bilgilerine ulaşmak için basit bir internet araması yeterlidir.
Sıklıkla dikkate alınmayanlar: Bir anonim şirketi (AG) söz konusu olduğunda, şirketin yönetim kurulu üyelerin isimleri ticari sicilde görünür hissedarlarınki ise değil. Şahıs şirketleri ve limited şirketlerinde bu, sahibinin veya ortağının adı için geçerlidir.
Creditreform veya Moneyhouse gibi kredi bilgilendirme şirketleri, iflaslar hakkında bilgi toplayıp ve talep üzerine üçüncü şahıslara satarlar. Sonuç olarak, birkaç kez iflas başvurusu yapan girişimcilere artık kredi verilmeyebilir. Diğer olası etkiler: Ürün ve hizmetler sadece nakit ödeme karşılığında teslim edilir veya kredi kartı kullanılabilirlik sınırı azaltılır.
Federal Konsey, kanun değişlik yaparak zarar gören alacaklıların karşılaştığı engelleri ortadan kaldırarak iflas yasasının kötüye kullanımını daha da zorlaştırmak istiyor. İflas işlemlerinin masrafları artık borçluya aktarılması planlanıyor. Amaç ayrıca, kamu borcunun kronik olarak ödenmemesine rağmen şirketlerin işlerini sürdürmelerini önlemektir. Bir kişi ticari sicile icra kaydından dolayı girememe yasağın getirilmesi, yeni yasa taslağında incelenmektedir. Aynı kısıtlama, kişinin yönetim veya idari görevde aktif olduğu bir şirketin iflasının büyük alacaklı hasarıyla sonuçlanması durumunda da uygulanması düşünülüyor.
İflas etmenin bedelleri çok ağır olabilir. Yapılabilecek bir şey kalmadığını düşünseniz bile, yasalar iflasın önlenmesi için bir takım özel müesseseler öngörmüştür. Böyle durumlarda muhasebeciniz ve avukatlarınız size destek olabilir. Önemli olan iş işten geçmeden biran önce uzmanlara danışıp gerekli adımları atmak olacaktır.
Sağlıcakla kalın.
Av. Abdullah Karakök ve av. Atakan Özçelebi
www.hak.ch
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.