"Korona bizi kendimize getirmelidir"
Çin’de ortaya çıkan ve su anda Avrupa'yı mesken tutan Kovid-19 virüsü, bir taraftan can alırken bir taraftan da zor günlerde kişilerin ve ülkelerin birbirlerine olan dostane ilişkilerini ortaya çıkarmaya yetti. Korona AB diye bir birliğin olmadığını, zor zamanlarda kimse kimseyi görmediğini ortaya koydu. En çok kayıp veren İtalya yalnızlığa terk edildi. Menfaate dayalı dostluklar dindaş bile olsalar neticesi böyle olacağını biz biliyorduk ta inşallah batılılar da anladılar ve bundan sonraki ilişkilerini ona göre tanzim ederler.
Batılılar bir şey yaparken „Neden yapayım“ der ve yaptığının karşılığının ne olacağını bekler. Biz ise İslam kültürüne sahip olan milletler„ Niçin Yapayım“ sorusuna karşılık Allah rızası için onun kullarına diyerek ise koyuluruz. Bu düşünce bizi batıdan ayıran en faziletli bir özelliğimizdir. Son Osmanlı ulemasında Seyyid Abdülhakim Arvasi Hazretleri, „İyilik ticaret değildir. Allan için yapılır ve unutulur.“ buyurdular. Bizde yaptıklarımızı bu destur üzere yapıyor ve yapmaya da devam edeceğiz.
Biz ise bize yapılan hiçbir iyiliği unutmamalıyız. İsviçre artik bizimde vatanimizdir. Refahına da sıkıntısına da İsviçre'nin yanında olduğumuzu göstermeliyiz. İnsanlık insanlıktan uzaklaşınca „Korona“ isimli bir virüs bize ne kadar aciz olduğumuzu gösterdi. Dünyanın kimyasını ve ilacını üreten İsviçre, bile çaresiz kaldı. Öyleki İsviçre nüfus oranına göre en çok etkilen ülke oldu.
Herkes koronaya bir ilaç bulsa da bizde kullansak diye bekliyor. Doktorlar her insanin günlük hayatta yapması gereken temizlik kurallarını ısrarla tavsiye ediyorlar. Bin dört yüz senedir yaptığımızla dalga gecenler, şimdi bizim değerlerimize sarıldı. Hadi derler ya „Bir musibet bin nasihatten evladır“ Bu musibet bize hayati bir ders vermeye yetti. İnsanlığımızı hatırladığımız gibi Allahın yarattığı sisteme müdahale ettiğimiz sürece başımıza nelerin gelebileceğini gösterdi. Neler yenilecek neler yenilmeyecek ne, ne için yaratıldığına karışmamak lazım. Doğanın dengesini bozmamak lazım. Bize emanet bırakılan her değerlere sahip çıkmalı gelecek nesillere temiz dünya devretmeliyiz.
Biz İsviçre'de bir avuç kişi olarak afet durumunda önce devlet otoritelerinin neler yaptığını ve biz neler yapabileceğimizi ortaya koyarak yetkili kurumlarla bağlantıya geçerek bizde varız dedi. Gönüllük esasına göre karşılıksız yapabileceklerimiz konusunda hazır olduğumuzu yetkili kurumlara ilettik. Diğer yandan onlarca gönüllü bizi arayarak başlattığımız seferberliğe ses vererek „Biz de varız“ dediler. Destek olmak isteyenler fiziki imkanlarının yani sıra maddi destek bile vermek için hazır olduklarını belirtmeleri gözlerimizi yaşattı. Atalarımızın dediği gibi, „Vaki olanda hayır vardır“ sözü tecelli etti.
Korona bize yardımlaşmayı, acizliğimizi, ölümü ve ne kadar çaresiz olduğumuzu hatırlattı. Belki biraz çetin oldu ama biz bunu hak ettik. Mazlumlar ağlarken, çocukların gözyaşları dinmezken, biz sınırlarımızı kapatarak feryatların duymayı tercih ettik. Bu vesileyle insani vasıflarımızı hatırlarız. İnşallah unutmayız. Yaşanılan bu sıkıntılar bir kaç aylık sıkıntı olmadığını görmekteyiz. Bunun için her sahada ayakta kalmak için çalışmalıyız. Özellikle iş insanı olmamız ve MÜSİAD İsviçre şubesi olarak ülkede her iş insanımızın yayında olduğumuzu bir kez daha gösterdik. İsviçre hükümetinin küçük ve orta ölçekli işletmelerin içine düştüğünü ekonomik sıkıntıları atlatabilmeleri için yaptığı yardımlar konusunda MÜSİAD merkezimizde kriz masası oluşturarak iş insanlarımızı bilgilendiriyoruz.
Bu vesileyle bu musibete düccar olmuşlara acil şifalar diliyorum. Bir an önce bu musibetten kurtulmayı niyaz ediyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.