Değerli Okurlar,

İnsan toplumsal yaşam içerisinde varlığını sürdürmektedir. Dolayısıyla insanı toplumsal bir varlık olarak nitelemek gerekir. İnsanın toplumsal bir varlık olması toplumdaki diğer insanlarla iletişim kurmasını gerektirmektedir. İnsan doğumundan ölümüne dek pek çok kişi ve kurumla ilişki içine girmek ve bu ilişkileri belirli kurallar çerçevesinde yürütmek zorundadır. Bir başka deyişle, insanlar mutlaka toplumsal bir çevre ile ilişki kurmak ve toplumdaki diğer insanların varlığını göz önüne alarak hareket etmek durumundadırlar. Hiç kimse toplum içinde tek başına yaşıyormuş gibi davranamaz. Bu nedenle hem toplumun varlığını sürdürebilmesi hem de insanların daha rahat yaşayabilmeleri için ortak yaşamın gerektirdiği bazı kurallar ortaya çıkmıştır. İnsanların uyması gereken ve ortak yaşamın düzenini sağlayan bu kurallar arasında görgü kuralları önemli bir yer tutmaktadır. İnsanların kendi aralarında toplumsal uzlaşıma ve kültüre dayalı olarak kurdukları yazılı olmayan kurallar görgü kurallarını oluşturmaktadır. Görgü kuralları saygı ve nezaket gibi kavramları da içine alarak toplumsal yaşamın devamlılığını sağlayan ahlaki kurallardır. Bu kurallar günlük yaşamın devamlılığını sağlayan insanların toplu yaşam içerisinde birbirlerine karşı nasıl davranmaları gerektiğini belirleyen kurallardır. Protokol kuralları ise kurumların ve kurum yöneticilerinin resmi ilişkilerini düzenleyen kurallar olarak tanımlanabilir. Kurum ve kuruluşların törensel etkinliklerini, törene katılanların öncelik sıralarını, törensel davranışları, konukları ağırlamayı, karşılamayı, uğurlamayı, konuşmayı, davet etmeyi v.b gibi düzenleyen protokol kuralları önemli bir yer tutmaktadır. Görgü ve protokol kuralları toplumsal yaşam içerisinde varlığını sürdüren insanların bilmesi ve uygulaması gereken davranışlar bütünüdür. Özellikle günümüzde iş alanlarının çoğalması, teknolojinin giderek yaygınlaşması pek çok sorunu beraberinde getirmektedir.

Birey tek başına yaşayan bir varlık değildir. İçinde yaşadığı topluma zamana ve koşullara ayak uydurmak zorundadır. Kişi doğduğu andan itibaren sahip olduklarıyla; mizacıyla ve sonradan çevreyle etkileşim göstererek, geliştirdiği, kişiliği ve kişilik özellikleriyle var olmaktadır. İnsanın, mizacı, fizik yapısı, yetenek ve becerileri; toplumun dikte ettiği değerler, ilgiler, anlatım ve davranış şekilleriyle yeniden düzenlenmekte; topluma ait olan kişi şekillenmektedir. Toplumsallaşmayla edinilenden, kişinin benimsedikleri; sahiplendiği değerler, inançlar; tarzlar da bireyi etkilemekte ve ahlaki değerleri ortaya çıkmaktadır. Görgülü ve görgüsüzlük toplumdaki kişilerin birbirlerine atfettikleri özellikler olmanın dışında; kişilerin kendisine ilişkin atıflarını yani; bireyi de oluşturmaktadır. Görgü kuralları toplumsallaşmayla öğretilir; kişiler bu sürece maruz kalırlar; öğetilenden öğrenilenler ve kabul edilenler, davranışa yansır ve benimsenir. Görgülü olmak, bir tercihtir; görgüsüz olmayı seçmemektir. Görgülü insan çağdaş ve ahlaklı insandır. Çağdaşlık kavramı, çağın gerektirdiği sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik gelişmişlikle ilgili bir anlayışı ifade etse de ahlakılı olmayı da içerir. Toplumun ilerlemesi, gelişmesi, çabalarında bireysel sorumluluklar üstlenmenin şart olduğunu görmek gerekmektedir. İçinde bulunulan toplumda çağdaş ve ahlaklı bir yaşam sürdürebilmek için, görgülü ve ahlaklı olmakta ısrar edebilen insanların olması gereklidir. Ancak; görgülü ve ahlaklı bireylerden oluşan bir toplumda; insanca yaşanabilen bir yaşam olanaklı olacaktır.