Bayram af günüdür, barış günüdür
Bayramlar rahmete giriş günüdür
Bayram hak menzile varış günüdür
(Abdurrahim Karakoç)
 
 
Özellikle anavatan dışındaki Türkler için bayramlar daha garip ve özlem dolu olamaya başladı. Eskiden memleket, ana-baba ve eş-dost gibi sevdiklerimizin hasreti çekilir fakat hayatta olanlara kavuşmak ümidi olduğu için içimiz buruk olsa bile arar seslerini duyar, bir nebze olsun rahatlardık.  Sılada kimsesi kalmayanlar kimi arasın, kimin sesiyle teselli bulsun?  Siz siz olun anneniz ve babanız hayattaysa her fırsatta onlarla birlikte olmaya, onlarla daha fazla vakit geçirmeye bakın. Sonra kelimeler boğazınıza tıkanır, ne nefes alabilir ne de yutkunabilirsiniz. Her zaman bir yanınız eksik kalır. Merhum Ozan Arif’in “Vatandaki bayramlar güzel olur, has olur, Gurbet elde bayramlar, bayram değil yas olur” bayram tarifi, gurbet bayramlarını en güzel özetlemişti. Çünkü yılarca vatanından ve sevdiklerinde uzakta yaşamak zorunda kalmıştı.
Hepimizin birçok sevdiği rahmeti rahmana kavuşmuştur. Hayatta olanları her fırsatta hatırlamalı aramalı ziyaret etmeliyiz. Dünya ayrılık dünyası olduğu için bir dahaki bayrama kimin hayatta kalacağı bilinemez. Fırsat eldeyken her türlü imkânı kullanarak sevdiklerimize kavuşmalı, sarılmalı ve koklamalıyız. Bir zaman gelir kara topraklara sarılarak teselli bulmaya çalışırız. İçimizde kor bir ateş yanar fakat söndüremeyiz.
“Gurbet” ve “Bayramlar” ile ilgili çok şeyler yazıldı. Bayramlar yaşanmaz ve yaşatılmazsa unutulur. Bunun için asırlardır kutlanıla gelinen bayramlarımızı gelecek nesillere aktarabilmemiz için biz büyükler olarak bizden öncekilerden devraldığımız bayram gelenek ve göreneklerimizi yaşayarak gelecek nesillerimize aktarmamız önemli bir vazifedir.
Ramazan ayının son haftası evlerimizde tatlı bir bayram telaşı başlamalı. Bayram temizliği, bayram tatlıları, bayram alışverişleri, bayram elbiseleri, bayram hediyeleri, bayramda sevindirilecek garip ve yetimler gibi bayram hazırlıkları yapılmalı. Dedeler torunlarını babalar oğullarına aldıkları bayramlıklarını giydirerek bayram namazına götürmeli, namazdan sonra büyüklerin elleri öpülmeli, büyükler de el öpenleri boş çevirmemeli harçlıklarını vermeleri lazım ki bayramların sevdirilmesine katkıda bulunsunlar. Çocuklar bayramın bir daha gelmesini iple çekmeliler.
Bayram sabahı kahvaltısında bütün aile ve ailenin en büyüğünde yapılmalı, hediyeler verilmeli eller öpülerek dualar alınmalıdır. Kahvaltının ardından diğer aile yakınları ziyaret edilmeli bayramları kutlanmalıdır.
Hayatta olanlar kadar vefat edenler için ce bayramların daha büzük önemi olduğunu unutmamalıyız. Ölmüşlerimizin bayramı onları unutmamak kabirlerini ziyaret etmek onlar içi Kur’an-ı Kerim okumalı hayır ve hasenat yaparak hasıl olan sevapları ruhlarına bağışlamalıyız. Bu güzel hasletlerimizi yaparken küçük çocuklarımızı ve torunlarımızı da yanımıza alarak birlikte yapmalıyız. Atasını unutmamalı ve kendisinden sonra gelen nesillere de bu özelliklerimizi taşımalıdır.  
Gurbet dedik ya gidemeyenler olabilir. Bayramlarda teknolojinin imkanlarını kullanarak görüntülü olarak aranmalı ve irtibat kesilmemelidir.  Bulunduğumuz bölgedeki camilere bayram namazına gidilmeli ve en yakın ve yaşlı komşumuzu ziyaret ederek eli öpülmeli, duaları alınmalıdır.  Artık “ikinci vatan” dediğimiz gurbette Müslüman mezarlıkları bulunuyor. Belki kabirlerdeki aile yakınlarımız olmayabilir fakat dindaşlarımız oldukları için ziyaret etmeli, ruhlarına Fatihalar okuyarak bağışlanmalıdır. Bunun hem din kardeşliğinin bir gereği hem de bu ibadetin yaşatılması içi gerekli bir görev olduğunu unutmayalım.
Bu yıl yaşadığımız bayramda, gelecek bayramlarda daha da hüzünlü olmadan bu bayramın kıymetini bilelim bayramları şanına yakışır bir şekilde yaşayalım. Dostların kucaklaştığı, yetimlerin sevindirildiği ve küslerin barıştığı bir bayram olması temennisiyle hepinizin Ramazan-ı Şerif bayramınız mübarek olsun.