Hey Arkadaş, Dostmusun düşman mı?
Kıskançlık, haset ve çekememe… İnsanlık tarihi kadar eski bu duygular, bazen aile içinde, bazen arkadaş çevresinde, bazen de hiç ummadığımız bir yerde kendini gösterebilir. Güzel bir söz vardır: “Haset, ateşin odunu tükettiği gibi insanı tüketir.” Bu duygular, en çok sahibine zarar verir ama hedef aldıkları insanı da kırabilir, yıpratabilir.
Bazen yanımızda gülen yüzlerin ardında saklanan bir başka yüzü fark ederiz. Bir bakarsınız, size dost gibi görünür ama arkanızdan işler çevirir. Böyle bir durumda insan ne hisseder? Kızgınlık, üzüntü ve belki de hayal kırıklığı… Ama unutmayın, “Denize düşen yılana sarılır” misali, bazı insanlar kendi başarısızlıklarını gizlemek için başkalarının hayatlarına nifak sokmayı seçer.
Aile içinde de kıskançlık zaman zaman kendini gösterebilir. Örneğin, kardeşler arasında biri diğerine göre daha fazla ön planda gibi göründüğünde, yanlış anlaşılmalar ve duygusal çatışmalar yaşanabilir. Ancak burada önemli olan, bu duyguları doğru yönetmektir. Bir atasözümüz der ki: “Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.” Bu söz, kıskançlığın temelindeki gerçeği özetler: Başkalarının sahip oldukları hep daha cazip gelir, ama işin aslı hiç de öyle değildir. Aile bağlarını güçlendirmek, bu tür yanlış anlamaları sevgi ve anlayışla çözmekten geçer.
Dost Mu, Düşman mı?
Arkadaş çevresinde bu durum daha farklı bir boyuta ulaşır. Güvendiğiniz birinin arkanızdan konuştuğunu ya da size ait bir sırrı başkalarına anlattığını öğrendiğinizde, o dostluk bir daha eskisi gibi olmaz. İnsan sorar: “Madem beni çekemiyorsun, neden yanımdasın?” Böyle bir durumda şunu hatırlamak gerekir: “Tilkiyi yol arkadaşı eden, sonunda kürkünü kaptırır.” Her gülen yüz dost değildir; dostluk, güven ve iyi niyet gerektirir.
Peki, haset edenlere ne demeli? En güzel cevap belki de hiç cevap vermemektir. Yani birden fazla yüzü varsa zaten, siz hangisine konuşursanız konuşun, diğer yüzleriyle aynı şeyleri yapmaya devam edecektir. Onların kötülüğünün size zarar vermesine müsaade etmeyin. Kendi yolunuzdan şaşmayın. Haset edenin asıl amacı sizi oyalamak ve kendi içindeki eksiklikleri görmenizi engellemektir. Ah şaşkın ah demek gelirde içinizden…
Eğer birinin size karşı hasetle hareket ettiğini fark ederseniz, sabırlı olun. Unutmayın: “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.” İyilik ve doğruluk her zaman kazanan taraftır. Siz işinize bakın, yolunuzdan şaşmayın.
Son olarak, kıskançlık ve hasetle başa çıkmanın en iyi yolu, kendi içinize dönmek ve sahip olduklarınız için şükretmektir. Başkalarının hayatına bakmak yerine kendi hayatınızı daha iyi bir yere getirmeye çalışın. Çünkü “Başkalarının gölgesinde oturan, kendi ağacını dikemez.”
“Hayatınızdaki kıskanç insanlar:
• Sizi taklit etmeye, size benzemeye çalışırlar.
• Sahte iltifatlarla yüzünüze gülerken, birçok kişiyle dedikodunuzu yaparlar.
• Başarılarınızı küçümsemeye, hatta engellemeye çalışırlar.
• Hatalarınızdan, başarısızlıklarınızdan haz duyarlar.
• Sizi her zaman rakipleri olarak görürler.
• İlişkilerinizi zedelemeye, sizi yakınlarınızdan soyutlamaya çalışırlar,” demiş KİNSUN Pes Etme Mucizeler Yolda kitabında.
Peki, sizce hasetle başa çıkmanın en etkili yolu ne? Kendinizi değiştirerek mi, yoksa size bu duyguyu yaşatan insanlardan uzaklaşarak mı?
Hangisi..?
Muhabbetle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.