Her şey dahil mi?

Son birkaç aydır turizmcilerle daha fazla vakit geçirdiğimiz için bu sektörün öncüleri turizm gelirlerini arttırmak, Akdeniz çanağındaki rakip ülkelerle rekabet edebilmek için “Her şey dahil” sisteminin yeniden yapılanmasını istiyorlar.

Turizmi tek bir alana indirgeyen ve turistleri otelden çıkarmayan her şey dahil sistemden vazgeçmesi halinde turistin geldiği bölgedeki diğer esnafta turizm gelirinden elde ettiği payı artırarak ülke ekonomisine katkıda bulunacağı açıktır.

Esnaf açısından bu şekil avantajlı görülse de, bir otel kompleksi veya tatil köyü, milyonlarca dolarlık yatırım yapıyor. Otelini pazarlayabilmek için yüzbinlerce dolar tanıtım bedeli ödüyor, kaliteli hizmet verebilmek için yüzlerce kişiyi istihdam ederek sonra beş kişilik bir kadro ile lokanta işleten birilerinin binlerce dolar harcayarak ülkemize getirdiği turiste pahalı bir menü sararak turizm gelirini arttırmak sağlıklı ve adil bir yaklaşım değildir.

Turizm gelirlerinin artışını isteyenlerin turistin gelmesi için hiçbir tanıtım harcama yapmayarak, başkalarının getirdiği turistten istifade etmesi şark kurnazlığıdır.

Diğer yandan Türkiye birçok medeniyetin yaşadığı bir coğrafyayı görmeden, ülkemiz hakkında hiçbir fikre sahip olmadan, Türk misafirperverliğini ve Türk kültürünü görmeden ülkemizi terk eden bir misafir profili olduğunu da unutmayalım. Zamanının büyük bölümünü konaklama işletmelerinde geçiren konuklar, işletme dışına çıkmaya gerek duymamaktadırlar. Hediyelik eşya dükkânlar, kuyumcular vb. gibi çarşı esnafı turizmin ekonomik fonksiyonundan yeterince yararlanamıyor.

Türkiye turizminin en önemli sorunlarından biri de ülkesel imaj konusudur. Bu problem gerek devlet düzeyinde gerekse sivil toplum kuruluşlar 0 düzeyinde birçok çalışma yapılmasına karşın henüz çözülememiştir. Bu sorunu oluşturan alt problemler arasında, her şey dahil sisteminin neden olduğu ucuz ve kalitesiz ülke imajı yer almaktadır.

Belli bir müşteri kitlesine de sahip olan her şey dahil tur sisteminin, özellikle deniziyle, güneşiyle, tarihi ve kültürel mekânlarıyla adeta dünyanın açık hava müzesi olan ülkemiz açısından uygun olmadığı yönünde görüşler yoğundur. Bununla beraber yapılan yanlış uygulamalar sonucu her şey dahil sistemi, Türkiye'yi ucuz bir pazar haline getirmektedir. Her şey dahil tur fiyatı düştükçe hizmet kalitesi de düşmekte ve ucuz hizmete gelen tüketici kitlesi de kalitesiz olmaktadır. Bu durum tesis açısından belli bir kaliteyi yakalamış olan ülkemizin marka imajını zedelemekte ve döviz girdisini engellemektedir.

Anlayacağınız gibi, satıcılar için kolay bir yöntem olan “Her şey dahil” siteminin olumlu yanları olduğu gibi olumsuz yanları da bulunuyor.

Bu arada maşallah deyin, aramızdan yeni bir turizmci yetiştiğini müjdeleyelim. Babasında devraldığı turizm işletmesi Bentour’u uluslararası bir marka haline getiren Deniz Uğur, hem satıcıyla hem de otel işletmecisi ile yakın temas halinde olduğu için “Her şey dahil” sisteminin revize edilmesini savunanlardan birisi. Savunmakla kalmayıp, alternatifler sunarak turizme istikamet çiziyor.

Bentour’un CEO’su Uğur’a göre yükselen fiyatların misafir üzerindeki etkisini azaltmak için her şey dahil sisteminde kategorizasyona gitmek gerekiyor. Farklı paketler sunarak müşterinin kullanmadığı alanların parasını ödemesi de önlenmiş olur. Aileler için farklı paketler oluşturulabilir. Alkolsüz paketler oluşturulabilir. Böylelikle müşterinin talebine göre hareket edilerek farklı fiyatlar da elde edilmiş olunur. Uğur, “2023 yılında Türkiye’de fiyatlar ciddi şekilde yükseldi. O nedenle bu sene Avrupa’da cirolar yükseldi ancak misafir sayısı sabit kaldı. Türkiye’deki oteller haklı olarak fiyat arttırdı ama şu anki fiyatlar Almanya’da misafirleri zorlamaya başladı ve misafirler başka destinasyonlara kaymaya başladı. Bunun için turisti getiren konaklama hizmeti verenler, bir araya gelerek çözüm yolları üretmelidir” diyerek tek düzenden çıkılması gerektiğini savunuyor.

Turizm gelirleri, Türk ekonomisinin yüzde 11’ini oluşturarak 5. sırada yer almaktadır.

Türkiye dünyada en çok turist ağırlayan 4. ülke oldu. WTM raporuna göre turizm açısından en popüler Avrupa ülkesi İspanya, ikinci ülke ise Fransa oldu. Ancak rapor, Türkiye'nin cazibesinin 2024 yılında da devam edeceğini ve Avrupa'da en çok ziyaret edilen ikinci ülke olarak Fransa'yı geçeceğini öngörüyor. Turizmi, ülke imajı ve tanıtımı açısında olumlu bir şekilde kullanmak her vatandaşın görevidir. 2024 yılının barış ve huzur getirmesini temenni eder Türk turizmi için rekor yılı olmasını diliyorum.

Bu yazı toplam 382 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömür Çelik Arşivi