Almanya ektiğini biçiyor
Komşumuz Almanya’da 23 Şubat’ta erken genel seçimler yapılacak. Kamuoyu araştırmalarına göre, Almanya'nın ikinci büyük partisi olarak Almanya için Alternatif (AfD) öne çıkıyor. Yabancılara, İslam’a ve Avrupa Birliği’ne karşı sert söylemleriyle dikkat çeken AfD, Alman halkından büyük oranda oy topluyor ve Almanya’nın gizlenen yüzünü ortaya koyuyor. AfD’ye tepki gösterenler, bu partiye oy verenlere açıkça eleştiri getiremiyorlar, çünkü oy kaygısı bu tepkileri engelliyor. Seçim sonuçları muhtemelen üçlü bir koalisyonla hükümet kurulmasını gerektirecek.
Pandemi, ardından gelen Rusya-Ukrayna savaşı, enerji fiyatlarındaki artış ve Çin’in Almanya’ya alternatif olacak kalitede ürün üretmesi, Alman ekonomisini ve siyasetini ciddi şekilde zora soktu. Bu siyasi dalgalanmanın temelinde ekonomik sıkıntılar yatıyor.
AfD’nin yükselişine yönelik sağlıklı bir analiz, hiçbir siyasi parti tarafından yapılmıyor. Bunun yerine, korku politikasıyla rakiplerinin yükselişini durdurmaya çalışıyorlar.
ABD’li iş insanı Elon Musk, 23 Şubat’taki erken seçimlerde AfD’ye oy verme çağrısı yaparak, bu partiyi Almanya için "son umut" olarak nitelendirdi. Musk’ın bu açıklaması, Almanya’da büyük yankı uyandırırken, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un da AfD ve Rusya yanlısı söylemleriyle bilinen Sahra Wagenknecht Birliği’ni (BSW) övmesi, yeni tartışmalara neden oldu.
Alman kamuoyu, başka ülkelerin Almanya’daki seçimlere müdahil olmasını gayri ahlaki bir yaklaşım olarak değerlendiriyor. Başbakan Olaf Scholz, Musk’ın açıklamalarına “Almanya'nın geleceğini sosyal medya sahipleri değil, vatandaşları belirleyecek” sözleriyle cevap verdi. Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) Federal Meclis Grup Başkanı Rolf Mützenich, Musk’ın sözlerinin tüm Alman vatandaşlarını hedef aldığını savundu ve bu açıklamalarla iki dost devlet arasındaki sınırın aşıldığını ifade etti. Tepkiler arka arkaya gelirken, Alman medyası ve siyasileri, Donald Trump’ın bir önceki seçimdeki karşı kampanyasını hatırlatarak, Joe Biden’ın seçilmesini kutlamıştı. Seçim öncesi Trump’ın aleyhinde beyanatları medyaya yansımıştı.
Almanya, Türkiye’deki seçimlere ve Beyaz Rusya’daki seçimlere müdahale ettiğinde ise bunu hızla unutuyor. Kendi çıkarlarına uygun olmayan siyasetçilerin Almanya’daki vatandaşlarla bir araya gelmesini engellemek için her türlü oyunu oynayan Almanya, Türkiye’deki sözde sivil toplum kuruluşlarını kullanarak seçimlere müdahil olmuştu. Bu tutumun Beyaz Rusya seçimlerinde de sergilendiği hafızalarda yerini koruyor. Almanya, kendi yaptığı müdahaleler konusunda sessiz kalırken, kendisine yönelik eleştirilerde sert tepkiler veriyor.
Almanya’daki radikal oyların yükselmesi, ülkenin kendi politik beceriksizliğinin bir sonucu. Alman halkı, özellikle hayat pahalılığı konusunda endişeli. Ukrayna’ya yapılan yardımların halk arasında hoşnutsuzluk oluşturduğunu, Gazze’deki çocukların öldürülmesine “İsrail kendini savunma hakkına sahiptir” söylemiyle geçiştirdiğini ve Suriye’deki terör unsurlarına verilen desteğin halk tarafından dikkatle izlendiği görülüyor. Almanya, eleştirileri başkalarına yöneltmeden önce kendi sorunlarına odaklanmayı öğrenmelidir. Almanya ektiğini biçiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.