Sevgili hemşerilerim,

Zürich'de MÜSİAD'ın yeni ofisine taşınmış bulunuyoruz. 300 metre kare kullanma alanı bulunan ofisimizin ayrıca yüz kişilik bir toplantı salonumuz ve tam donanımlı yeni mekanımızda bir ticaret odası gibi çalışmayı hedefliyoruz. Bizim üyemiz olsun olmasın herkese hizmet vermeyi bir görev biliyoruz . Ayda minimum bir iki program planlama ve uygulama dönemini başlatmış bulunmaktayız. Ürününü topluma ve iş insanlarına tanıtmak isteyen arkadaşlar bizimle temasa geçsin yardımcı olmanın yollarını beraber araştıralım ve yeni pazarlara ulaştıralım.

Türkiye ve İsviçre arasında ticareti arttıralım, biliyorum günümüzdeki Türkiye algısı bizi etkiliyor lakin, bu haksız önyargıyı değiştirmenin vakti geldi de geçiyor. Bunun için bütün STK'lar ile sahaya çıkıyoruz. Evine, derneğine kapanan değil, sahada aktif sivil toplum kuruluşları ile bu dönemi atlatarak daha üst seviyeye çıkarmayı hedeflemekteyiz.

Çok şükür son zamanda ortak hareket edebiliyoruz, bizi birbirimize bağlayan en önemli Türk bayrağımız. Bu bizim kırmızı çizgimiz, bütün çalışmalar bu bayrak ve milletimizin lehine oluşması için çabalıyoruz.

İsviçre'de basınında zayıf konumdayız. Bu alanda aktif olan arkadaşlarımız varsa bizimle irtibata geçerse kendimizi anlatma imkanına kavuşuruz. Günümüzde maalesef sesi çıkanin haklı olduğu bir dünyada yaşıyoruz onun için bizler haklı olarak sesimizi daha gür çıkaracağız.

Topluma hizmet bayrak yarışı gibidir. Yarının MÜSİAD başkan ve yöneticileri sizler olacaksınız. Bunun için tahsilini tamamlamış kariyer sahibi kardeşler ve ağabeyler lütfen bir adım öne çıkmalıdır. Toplumumuza önderlik yapacak bu bayrak yarışında ben de varım diyecek onlarca gencimizin var olduğunu biliyor ve hissediyorum. Unutmamalıyız ki, mensubu olduğumuz ait olduğumuz toplumun bize ihtiyacı vardır. Gelin sahip olduğumuz imkanları birlikte kullanarak milletimize ve yaşadığımız ülkeye birlikte faydalı olalım.

Bu ay İsviçre'de üç Alevi hemşerimiz elim bir trafik kazasında hayatlarını kaybettiler. Yakınlarına sabırlar diliyorum. Cenaze merasimi Basel'de gerçekleşti. Katıldığım merasimde maalesef toplumumuzun bazı kesimlerinden pek fazla bir katılım görmedim bu tavır beni çok rahatsız etti. Anadolu töresinde cenaze ve düğünler müstesna zamanlardır. Bu zamanlar bir araya gelerek üzüntülerin paylaşıldıkça azaldığı, sevinçlerin paylaştıkça artigi anlardır. Alevi kardeşlerimizi böyle bir zamanda yalnız bırakmak bize yakışmaz.

Biz birbirimizle sevgimizi ve acımızı paylaştıkça bütünleşecek ve bir olacağız.

Zürih Başkonsolosluğumuzdan Konsolos Mehmet Yücel Bey, İsviçre Türk Toplumu Başkanı Levent Karaağaç ve ona yakın başkanımızla birlikte Alevi Bektaşi Derneği'ne giderek aileye taziye ziyaretinde bulunarak üzüntülerimizi bildirdik

Taziyede çocukluk arkadaşlarımı gördüm. Çocukluğumuzdaki dostluklarımızı anılarımızı tazeleyip babalarımızın omuz omuza verip gurbetin çilesini birlikte paylaştıklarını bir kez daha yad ettik.
Acılı bir günde onların yanında olduğumuzu görmelerinin mutluluğunu gözlerinde gördüm.. Birbirimize sarılmak için birilerinin ölmesi mi lazım diyerek karşılıklı sitemlerde bulunduk. Bu işi benim kızım Nisanur ve en iyi arkadaşı Rezzan (ben Rezo derim) çok güzel çözmüş.

Benim kızım tesettürlü iyi bir Müslüman, Rezan Alevi onların arkadaşlıklarını görünce imreniyorum. Rezzan ramazanda kızımla dayanışmak için orucu Nisanur'la tuttu. Kızımda Rezzan'ın en sevdiği Kürtçe şarkıyı ezberledi, aklıma şu soru geldi Rezzan'ın evine bir çarpı işareti konulsa benim kızım eminim Rezzan'ın evinden çıkmaz, aksi olsa Rezzan'ın da bizim evden çıkmayacağından kendim gibi eminim. Çocukların başardığını biz niye başaramıyoruz aramıza niye nifaklar sokturuyoruz. Unutmayın dünyada bütün kavgalar ve savaşlar bölmeyle başlar, bölmeyi önlediğimiz an kavgayı da önlemiş oluruz.

Yeni yıla böyle bir umutla giriyorum. 2020 yılı barış yıllı olsun, kardeşlik yıllı olsun. Yeni yılda sizlere sağlık ve mutluluklar dilerim.