Seçimleri biz kaybettik
Başlığa bakarak beni bir siyasi partinin yetkilisi olarak değerlendirmeyin. "Biz" derken "bizi" Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımız olarak anlayın. 7 Haziran'da yapılan ve Türkiye dışındaki vatandaşlarımızın da ilk kez yaşadıkları ülkelerde genel seçimler için oy kullanma imkanını maalesef iyi değerlendiremedik. Bu şansı bir kez daha elimizin tersiyle ittik ve yeterince sandığa gitmedik.
Elimizin tersiyle ittiğimiz bu genel seçimler, esasında yıllardır şikayetçi olduğumuz ve bir türlü halledemediğimiz meselelerimizin çözümünün anahtarı idi. Seçimler ülkemizin olduğu kadar çocuklarımızın da geleceğiydi. Seçimler özellikle Avrupa ülkelerinde yaşayan milyonlarca vatandaşımızın yarınlarını imtihanıydı ve biz bu sınavda soruların cevapları elimize verilmesine rağmen imtihana girmeyerek sınıfta kaldık. Çocuklarımızın gelişmesini de engelledik. Tarih huzurunda mesul duruma düştük.
Avrupa'da 2.4 milyon seçmenin yalnızca 1 milyonu sandığa giderek oyunu kullandı. Yani yüzde 35 gibi bir bölümü en temel demokratik vazifesini yerine getirdi. Avrupa'daki vatandaşlarımızın örgütlenme oranı da yüzde 30 civarındadır. Örgütlü olanlar yine sandığa giderek oyunu kullandı, yüzde 60 kadarlık bir bölümü ise maalesef ayaklarına gelen bu tarihi fırsatı değerlendiremedi.
Kimin, hangi siyasi görüşe hakim olursa olsun seçimlerde önemli olan sandığa giderek iradenin yansıtılması esastır. Küçük gibi gözüken oyların ülke istikrarı için ne kadar önemli olduğunu ülkemizin içinde bulunduğu meclis aritmetiğinden görmemiz lazım. Oyunuz varsa, söyleyecek sözünüz ve siyasiler üzerinde bir müeyyideniz de vardır demektir.
Bundan sonra kimsenin "bizim bu meselelerimiz niye çözülmüyor?" demeye pek fazla hakkı olmayacak. Adama sorarlar, "madem sorunlarının çözümünü istiyordun, niye sandığa gitmedin. Bu konuda komşunu, yakınını, dostunu niye teşvik etmedin?" diye!.. Eğer Avrupalı Türkler, Türkiye'deki gibi yüzde 80'leri aşan bir oranda sandığa girseler daha fazla etkileri olacak ve daha fazla kurulacak hükümetlerde yaptırımı olacaktır. Bizim işimiz Türkiye'den gelen siyasilerin çantalarını taşımak, onların önünde eğilmek değildir. Biz bir gücüz ve siyasilerin bize ihtiyacı var. Bu gücü sandığa gitmeyerek maalesef kaybettik. Budan sonra bize çanta taşımak ve gelen siyasilerle resim çektirip sosyal ortamda paylaşmak kalıyor.
Senelerce sıkıntılara katlanarak çocuklarımızın geleceği için çalışan bizler, sandığa gitmeyerek onların geleceğini kararttık, işte bunu bilmemiz gerekiyor. Ülkemizin istikrarını tehlikeye attık. Seçimlerin galibi olur, kaybedeni olur. Biz ise muhakkak kaybedenlerin başında bulunuyoruz.
Tarih, bazı hataları hiçbir zaman unutmaz ve affetmez. Bizim de yarım asırda bir yaklaştığımız bu fırsatı değerlendirmeyerek çocuklarımız için büyük bir hata yaptığımız ortadadır. Çocuklarımızdan ve torunlarımızdan kendi adıma özür diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.