Seçim mevsimi

 
Sonbahar ne kadar hazan mevsimi ise de bu yıl seçim mevsimine dönüştü. 18 Ekim'de İsviçre genelinde konfederasyon için seçimler yapılırken Türkiye için de 26. dönem milletvekilliği genel seçimleri için İsviçre'de yaşayan vatandaşlarımız sandığa gittiler. Seçimlerin sonucu ne olursa olsun bizi ilgilendiren konu, vatandaşımızın sandığa gitmesi ve demokratik hakkını kullanmasıdır.
 
İsviçre'de yapılan Federal Parlamento seçimlerini, göçmen karşıtı İsviçre Halk Partisi (SVP) oyların yüzde 30'unu alarak birinci parti olarak tamamladı. Avrupa'nın karşı karşıya kaldığı mülteci akını SVP'ye yaradı ve bir önceki seçime nazaran 11 sandalye daha kazandı. Yabancı karşıtı politikaların pirim yaptığı Avrupa ülkelerinde aşırı sağıcı SVP, bunu kullanarak oylarını arttırdı. Peki, biz yani İsviçre'de yaşayan ve oy kullanma hakkı bulunan vatandaşlar olarak ne yaptık? Bunun cevabını aldığımız neticeye bakmak suretiyle görmekteyiz.
 
Seçim sonuçları, İsviçre halkının yabancılara bakışını göstermiyor. Aksine sandığı duyarsız kalanların ortaya koyduğu vurdumduymazlığı sergiliyor.  İhmalin neticesini ülke insanı olarak hep birlikte göreceğiz. "İsviçre sağa kaydı", "Yabancı aleyhtarı parti birinci oldu" gibi feryatların gereği yok. Zamanında tedbirini alsaydın böyle olmazdı. Onlar 65 sandalye kazanırken sen de 6 tane alsaydın.   Seçimden sonra feryat etmenin bir faydası yok.
 
Beş milyon seçmeni bulunan İsviçre'de Federal Parlamento'ya seçilen Türkiye kökenli tek aday Basel kantonundan Sibel Arslan oldu. Sibel'le birlikte 20 civarında Türkiye kökenli siyasetçimiz, Federal Parlamento için yarıştı. Sibel'den daha fazla oy almasına rağmen bulunduğu sıralamadan dolayı seçilemeyen başka adaylarımız oldu. Görüşleri ne olursa olsun, önemli olan "biz de varız" deyip halkın karşısına çıkmak ve oy istemektir. Yani bir bu ülkenin kemiyetini çekiyorsak, geleceği için de söz sahibi olmalıyız. Keyfiyetini birlikte çıkarmalıyız, iddiasında bulunmaktır.
 
Demek oluyor ki bizler yani siyasete ilgi duyanlar ve adaylarına sahip çıkan toplulukların istedikleri siyasi parti ile pazarlık yaparak gerek kanton gerekse de federal düzeyde siyaset yaparak insanına hizmet edebilme fırsatı vardır. Sibel federal düzeyde ilk temsilcimiz oldu.
 
Umarız gelecek seçimlerde iyi hazırlanarak onlarca Sibel'i Bern'e göndererek kendimizi temsil ettiririz. Bizler ve bizden sonra gelen nesiller yaşadıkları İsviçre'de var olmaya devam edeceklerinden bizim de Bern'de temsil edilmemiz gerektiğini idrak eder, ona göre adaylarımıza destek oluruz.  Bern'e gitmek isteyenler ise oy alacakları kitlenin sesine kulak vermeli ve eylem ve söylemlerini ona göre şekillendirmelidir.
 
Bu arada Türkiye'de 26. dönem milletvekilliği genel seçimleri için İsviçre'de yaşayan ve oylarını kullanan vatandaşlarımızın oy oranlarında bir önceki seçime göre artışın olması da sevindirici bir gelişmedir. Ümidimiz daha fazla katılımı sağlamaktır.  Zaman oylarımızla kendimizi hissettirme zamanıdır.  Oyu olmayanın söyleyecek sözü yoktur.

Bu yazı toplam 3065 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömür Çelik Arşivi