İsviçre, dünyanın en iyi altıncı ve on dördüncü üniversiteleri olan, akademik dünyada yüksek saygınlığa sahip ETH Zürich ve EPFL’e ev sahipliği yapıyor. Doğa bilimleri ve mühendislik alanlarıyla ön plana çıkan bu iki üniversitenin yanı sıra Zürih, Lozan, Cenevre ve St. Gallen Üniversiteleri de İsviçre’nin sözel alanlarda kuvvetli diğer kurumları.

Dönem dönem sayıları azalıp çoğalsa da yüz seneyi aşkın bir süredir İsviçre’deki bu köklü kurumlarda eğitim gören Türk öğrenciler bulunuyor. Son beş yıldır ise, hem Türkiye’den yurtdışına eğitim için giden kişi sayısının yükselmesi hem de bu okulların Türkiye’deki tanınırlığının da artmasıyla Türkiye’den İsviçre’ye özellikle de ETH ve EPFL’e gelen öğrenci sayısında büyük bir artış oldu.

Çoğunlukla sırasıyla Zürih, Lozan ve Cenevre’de bulunan bu üniversite öğrencileri İsviçre’deki Türk toplumunun yeni bir parçasını oluşturuyor. İsviçre’nin önde gelen üniversitelerinde Bachelor, Master veya Doktora seviyesinde eğitim gören Türkiye’den gelen gençlerin sayısı 500’ü buluyor. Bunun yaklaşık 250 tanesi Zürih’te, 150 tanesi de Lozan’dayken, geriye kalan 100 tanesi de Cenevre, St. Gallen, Neuchatel, Bern, Basel ve Luzern şehirlerine yayılmış durumda.

Büyük oranda teknik bölümlerde eğitim gören bu öğrencilerin en önemli özelliği ise sayıca çokluklarının yanında, İsviçre’nin de kimliğine uyacak şekilde kalitelerinin de oldukça ileri bir seviyede olması. ETH ve EPFL’e Bachelor seviyesinden başlayarak eğitim almaya gelen öğrenciler, Türkiye’nin en köklü liselerinden Alman Lisesi, İstanbul Erkek Lisesi, Avusturya Lisesi; Galatasaray Lisesi ve Saint Joseph Lisesi gibi okulları yüksek puanlarla bitirerek İsviçre maceralarına başlıyor ve genellikle daha sonrasında da Mastera devam ediyor. Bunun dışında Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden ODTÜ, İTÜ, KOÇ ve Bilkent Üniversitelerini genellikle dereceyle bitirerek İsviçre’ye Master veya Doktora seviyesinde eğitim almak için gelen bir grup daha var.

İsviçre’ye büyük hayaller ve motivasyonla gelen bu çalışkan ve zeki öğrenciler, İsviçre’deki eğitimleri sırasında da okul başarıları ile kendilerini göstermeye devam ediyor. İsviçre üniversite sisteminde ETH ve EPFL’de, okula başlayanların genel olarak mezun olma oranı %40 civarındayken, Türk öğrencilerin neredeyse hepsi sınıflarını sorunsuz geçerken ve iyi notlar ile mezun olurken mezun olamayanlar ise yalnızca birkaç istisnadan ibaret olarak kalıyor. Artan öğrenci sayısı ile de beraber artık neredeyse her derste ve bölümde bir Türk asistana rastlamak mümkün. Master seviyesinde de başarı gösteren birçok öğrenci doktora programlarına da kabul alıyor.

Turquia 1912 yani İsviçre Türk Öğrenci Derneği ise, İsviçre’deki tüm bu üniversite öğrencilerini buluşturan 1912 yılında Lozan’da kurulmuş köklü bir dernek. İsviçre’deki artan öğrenci sayısı ve kalitesiyle beraber Turquia da geçtiğimiz yıldan beri pandemiye rağmen büyük bir çıkış yakaladı. Temel olarak İsviçre’deki Türk öğrencilerin kendi aralarındaki dayanışmayı arttırma, kuvvetlendirme ve çevrelerini genişletme adına çalışmalar yapan Turquia; aynı zamanda da öğrencilerin lojistik ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Derneğin, İsviçre’deki üniversitelerde Türk kültürünü tanıtmak için çalışmaları da var. Turquia 1912 derneği aynı zamanda İsviçre’de her sene Büyükelçimizin de katılımıyla 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı resepsiyonu da düzenliyor.

İsviçre’deki bu parlak öğrenciler, yalnızca bugün kurdukları arkadaşlıklar dolayısıyla üniversitelerdeki İsviçreli ve yabancı kişilere Türkiye ve Türk kültürünü tanıtmakla kalmıyor aynı zamanda da Türkiye’de, İsviçre’de veya başka ülkelerde gelecekte önemli pozisyonlarda mühendis, yönetici, girişimci veya bilim adamı olma yolunda ilerliyor. Buradaki Türk öğrencilerin arkadaşları olan İsviçreli ve yabancı kişilerin de yine ileride mühendis, bilim adamı, yönetici veya iş adamı olacakları düşünüldüğünde buradaki gençlerin Türkiye adına yaptığı bu tanıtımın geleceğe dair ne kadar değerli olduğunu anlamak mümkün. Bununla da beraber, son yüz yıldır yurt dışında eğitim görmüş birçok Türk gencinin de eğitim hayatından sonra Türkiye’ye katmış oldukları da düşünüldüğünde, İsviçre’de eğitim gören bu gençlerin ileride gerek Türkiye’deki gerek de dünyanın çeşitli ülkelerindeki çalışmaları ile doğrudan veya dolaylı olarak Türkiye’ye büyük katkıları olacağını öngörmek mümkün.

İsviçre’deki Türk öğrencilerin ve Turquia 1912 derneğinin kısa bir tanıtımını yaptığım bu yazı dizisine bir sonraki yazımda benim de Kasım 2019’dan beri Başkan Yardımcısı geçen seneden beri de Başkan olarak emek verdiğim Turquia derneğini, tarihini ve projelerini tanıtarak devam edeceğim. Bir sonraki yazıya kadar görüşmek üzere. Turquia 1912 derneğinin Instagram ve Facebook hesaplarını takip ederek çalışmalarından haberdar olabilirsiniz:

www.turquia1912.org
Instagram: https://instagram.com/turquia1912?igshid=mkvqewxkkcif
Facebook: https://web.facebook.com/turquia1912