İsviçre ve Müslümanlar

İsviçre'de yaklaşık 321 bin Müslüman yaşıyor. Müslümanların yüzde 90'ını, Türkiye'den ve Balkan ülkelerinden gelenler oluşturuyor.  Yani çoğunluğun itikattı "Anadolu İslam" inanışına göredir.  Anadolu İslam inanışında radikalizm olmaz.  İnananlar, "cihat" adı altında teröre bulaşmaz, toplumun huzurunu kaçırmaz.  Bu inanışa sahip olan hiçbir Müslüman Türk veya Balkanlı kardeşimiz böyle bir olaya karışmamıştır.  Karışanlar varsa da bu inanıştan ayrılarak radikal grupların eline geçtiği içindir. Bu zamana kadar yazdıklarımla, ancak yazacağım mevzuya giriş yapabildim.

Avrupa'da Müslüman gençler arasında özellikle üniversite gençliği arasında hızlı bir şekilde "Selefilik" diye bozuk bir akım hızla yayılıyor.  Bu Selefilik veya Vehabilik gibi akımına kapılanların büyük bir bölümü sonunda kendini ya Suriye'de ya da Irak'ta sözde "cihat yapacağız" diye vahşet ve cinayetlerde buluyor.  Aralarında Türk gençlerinin olması ise işin en dikkat edilmesi gereken boyutunu oluşturuyor.  İsviçre'den de İŞİD veya buna benzer terör örgütlerine katıldığı söylenenlerin çoğu Selefilik ve Vehabi akımına kapılarak hem kendi hayatlarını mahvettiler hem de mazlumları katletmekten geri kalmadılar.  Paris, Brüksel ve Kopenhag saldırılarının ardında bu fitne zihniyet yatmaktadır.  Bu bataklık kurutulmadan ne İslamiyet kendini anlatabilecek ne de dünya bu terörden kurtulabilecektir.

Batı kamuoyu bilerek ve özellikle isteyerek İslam'la terörü aynı kefeye koymaya özellikle gayret ediyor.  Medya da buna ön ayak oluyor.  Oysa terörle İslam birbirine zıttır. Birine yaklaşan ötekinden uzaklaşır.  Biz kendimizi Batı kamuoyuna anlatamadığımız gibi kendi dindaşımıza hatta çocuklarımıza da anlatamıyoruz.  Yukarıdaki rakamlar İsviçre'deki İslam toplumunun genel resmini vermeye yetiyor. Yani İsviçre'deki Müslümanların öncüleri Türklerdir. Hem sayı bakımından hem de geçmişleri bakımından bu böyledir.

Peki, İsviçre toplumu ve medyası İslam'la ilgili bir görüş alacağı zaman biz neredeyiz? Bize rağmen birileri nasıl konuşur?  Medyaya nasıl beyanat verir?  Kimin adına kimi temsilen konuşuyor?  Soru sorulan niye biz değiliz?  Birileri bize rağmen İslam adına konuşuyor, etkinlik yapıyor. Peki, bunların gücü ne? Ne kadar taraftarı var?  Bunlar böyle yaparken biz ne yapıyoruz? Geçen günlerde İslam adına birileri Peygamber Efendimizin sözlerini afişlere bastırıp İsviçre'nin muhtelif yerlerinde asacaklarını duyurdu.  Bunu için de para topladıklarını açıkladılar. Bunlar kim? Bunlar bunu yaparken biz ne yapıyoruz? Bir taraftan radikalizmin kaynağı olan Selefilik ve Vehabiliği yayacaksın diğer taraftan da Müslümanlar adına çıkıp etkinlik yapacaksın. Bunları yaparken de Müslüman Türk ve Balkanlı kardeşlerimizden para toplayacaksın.  Parayı ben vereceğim, sen de kendi reklamını yapacaksın. Adına da "İslam'a hizmet ve tanıtım" diyeceksin!  Adamlar meydanı boş bulmuş, istedikleri gibi İslam'ı temsil ediyorlar. Biz ise olan bitenleri seyrediyoruz.  Hatta kendi evlatlarımızı onlara kaptırıyoruz. Çünkü evladımız "Selefiliği ve Vehabeliği" bilmiyor. Babası da bilmediği için oğluna da öğretemedi. 

Onlar bizden topladıkları paralarla kendi reklamlarını yapacaklar. Biz ise Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle organize edeceğimiz etkinlik için alacağımız 20 franklık giriş parasını hesap ediyoruz. Sonra da bu etkinlikten şu kadar frank gelir elde ettik diyerek hizmet ettiğimizi zannediyoruz.  İslam adına hizmet eden bütün cemiyetlerimizi Selefiliğe ve Vehabiliğe karşı uyanık olmaya davet ediyoruz.  Çocuklarınıza sahip çıkarsanız en büyük hizmeti yapmış olursunuz.

Bu yazı toplam 4665 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömür Çelik Arşivi