Türkiye 24 Haziran da erken genel secime gitme karar alarak tarihi bir çıkış yaptı. Bu kararla birlikte 2019 için kaos hazırlıkları yapanlar açıkta kaldılar. Bununla birlikte seneye secim var ne olacağını görelim deyip, yatırımları geciktirenler, hele secim sonuçları ne olacak ona göre pozisyon alalım gibi beklentiler ülkemize kaybettireceği bir yılı bu vesileyle kazanmış olacağız.

Türkiye tarihinde ilk kez devlet başkanlığı sisteminin seçimini yapacak. Böyle bir hassas zamanda hem oy kullanabilecek vatandaşımızın sandığa giderek oyunu kullanması vatandaşlık görevinin yani sıra bir vebal işidir. Oylarımızla Türkiye'nin geleceğine, bölgemizin istikrarına ve muasır medeniyet hedeflerimize istikamet vereceğiz. Yarım asrı geçkin bir zamandır Avrupa'daki vatandaşlarımızı bekleyen meselelerini çözmek, çocuklarımızın geleceği, hepsi, bizim vereceğimiz oylara bağlıdır. Biz sandıkta katılımı arttırırsak Ankara tarafından da o kadar dikkate alınacağımızı unutmayalım.

Hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım birinci hedefimiz sandığa giderek oylarımızı vermek olmalıdır. İkinci ve önemli konuların başında da bizi mecliste temsil edecek kişinin bizden birinin olmasıdır. Biz falanca parti olarak size şu hakları verdik. Şunları gerçekleştirdik gibi söylemler artık geride kaldı. Biz oy verebiliyorsak mecliste de kendimizi temsil edecek vekilleri de göndermesini biliriz. Kimsenin ihsanına ihtiyacımız yoktur. Benim oyumu alacak olan kişiye ben ulaşabilmeli ve derdimi anlatabilmeliyim. 

Kaç milyon oyum varsa ve kaç vekile denk geliyorsa o kadar vekil istiyoruz. Bunu istemek bizim en doğal hakkımızdır.  Bir ihsan değil, hakkin verilmesidir. Merkezin belirleyeceği aday dönemi yeni sistemle sona eriyor. Bölgesinde ve şehrinde oy potansiyeli olmayan vekil olamayacak. Olmamalı. Biz de Avrupa'daki vatandaşlar olarak kendimizin mecliste temsil etme hakkimizi bu secimde mutlaka almalıyız.

Bizden vekil adayı belirlenirse, bizde tercihimizi ona göre yaparız.  Ama mutlaka kendi adayımıza oyumuzu vereceğimizi bütün siyasi partiler bilmelidir. Bir de secim zamanından secim zamanına ortaya çıkanlar var. Onlara da gerekli dersi vermeliyiz. Dün kim bizim yanımızdaysa bizin kavgamızı yapıyorsa ve yapmışsa onu aday yapacak onu destekleyeceğiz. Falancanın yakını, feşmekanın teklifi bundan sonra son bulacak.  Aday olmaya niyetli olanlar, ben bu yola bas koydum diyenler de gücünü oydan alacağını bilmeli ve ona göre meydana çıkmalıdır.

Şimdi tekrar edelim, biz hem sandığa gidecek hem de kendi adaylarımızı seçerek meclise göndererek ülkemizin geleceğine katkı vereceğiz.  Ama mutlaka sandığa giderek oylarımızla kendimizi hissettirelim.