Din istismarlarına geçit vermeyiniz

Baştan belirteyim de yanlış  anlaşılmasın.  Biz ne dine  ne de din adamlarına karşıyız. O şerefli dinin bir  mensubu olmaktan  dolayı şeref duyarız. Bu dini 14 asırdır bozulmadan bize getiren din adamlarımıza binlerce teşekkür ve dualar olsun.

Bizim sözümüz dini bilgisini para karşılığı pazarlayan din simsarlarınadır. Özellikle ramazan aylarında bir televizyon kanalından diğerine gezerek sözüm ona din adamı kisvesi altında magazinleşen kişiler, bu din simsarları şimdi de gözünü Avrupa ülkelerindeki gariban vatandaşımızın cebine dikti. Öyle ki bir hafta sonu için program başına 4 bin avro aldıkları biliyoruz.

Yani dört program çarpı 4 bin, elde var 16 bin, bereket versin! Artık adamların bir de bunları pazarlayan menajerleri var. Yani tam teşekküllü bir dini içerikli soygun organizasyonu gibi bir durum var ortada. Peki, bunlar silah zoruyla mı vatandaştan para alıyorlar? Hayır, bunlar gelen davet ve yapılan pazarlıklar neticesinde, yani hiçbir hukuksuz durumu yok. Hukuksuz bir durum yok da ahlaki bir durum söz konusudur. Camilerimiz ve cemiyetlerimiz vatandaşlarımızın gayretleriyle ayakta kalmaya çalışan müesseselerimizdir. Onlarda hizmet verdikleri bölgede bir şeyler yapmak istiyorlar, meşhur birini getirirlerse daha iyi seyirci çekeriz düşüncesiyle bu magazinleşmiş figürleri davet ediyorlar. İşte tam burada işin şekli değişiyor.

Malum şahsın menajerlik şirketine ulaşılıyor ve durum izah ediliyor. Tek program olmaz. Birleşin birkaç program ayarlayın ki gelebilsin. Hatta parayı da bölgenizdeki esnafı sponsor olarak alın. Girişi ücretli yapın. Biraz da cemiyet ilave eder, olur biter. İndirim söz konusu bile değil. Şimdi para karşılığı ilmini (!) satan bu kişi okuduğu ilminden kendisini nasibini alamadı ki, dinleyenler ne anlayacak? Yani memlekette adam kalmadı da bu paralı din simsarlarına mı kaldık? İlahiyat fakültelerinde çok kıymetli hocalarımız var. Yol ve diğer masraflarını karşılarsınız ve onlar seve seve gelir, konferanslarını ve vaazlarını vererek insanımızın istifade etmesini sağlarlar. Böylelikle gerçek bir din ve ilim adamı ile cemaatimizi karşı karşıya getirmiş olur, para ile vaaz veren din simsarlarında da kurtarmış oluruz. Burada cemiyet başkanlarımızın vebali ve mesuliyeti çok fazladır. Cemaat, sizi birilerine para kazandırasınız diye başkan seçmedi. Etrafınızdaki esnaftan zorla para alarak din simsarlarına para vermek görevi size tevdi edilmedi. O din simsarlarına vereceğiniz paralarla çocuklarımıza dinimi, milletini ve kültürünü öğretecek bir hocaya para ver de hiç olmazsa bir işe yaramış olun.14 asırdır, hiçbir din adamı para ile vaaz ve konferans vermemiştir. Hatta yüce Kitabımızın arkasında hediye şu kadardır ibaresi bulunur. Çünkü Kur’an-ı Kerim para ile satılmaz. Onun bildirdiği din de öyledir. Para ile anlatılmaz.

Hele hele pazarlık yapacaksın. Şu kadar vermezseniz gelmem diyenleri değil davet etmek camiye bile sokmayacaksınız. O din simsarlarına haddini bildirmek onları davet etmemekle olacaktır. Müzisyenler gibi onlarda işi kuralına göre oynasınlar. Madem çok meşhurdurlar, cami ve cemiyetlerimizin dışında bir organizasyon yapsınlar.O zaman görelim bakalım onları dinlemeye kim gidecek?

Eğer hizmet etmek istiyorsanız çocuklarınıza yatırım yapın. Onların eğitimleri için paralarınızı harcayın.Bu ödediğiniz paralarla, parasızlıktan okuyamayan nice gençlerin okutulacağını hesaplayınız.

Bu yazı toplam 4112 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömür Çelik Arşivi