Yeşillerin Bakanlık hayali gerçekleşecek mi?

Genellikle sakin ve alışagelmiş haliyle tanıdığımız İsviçre siyasi gündemi, tarihininin belki hiç alışık olmadığı haraketliliği yaşıyor. Açık söylemek gerekirse, medya haberlerini gündemi takip ettikce içim dışım yeşil oldu.

20 Ekim Ulusal seçimleri'ndeki başarılı çıkışı sonrası Yeşiller Partisi, seçmen iradesinin Federal Konsey'e de yansıtılması yönünde haklı çağrılar yapıyor. Haklı olarak ülkenin dördüncü siyasi parti konumuna gelen bir siyasi Parti'nin Federal Konsey, yani Bakanlar Kurulunda temsil edilmemesi bir eksiklik.

Tam da bu noktada diğer siyasi partilerin görüşleri öne çıkıyor. Daha doğru ipler Yeşilerin elinde değil. Yeşillerin ''biz bir bakanlık istiyoruz'' demeleriyle bir bakanlık elde edilemiyor. 11 Aralık günü Parlamento'da Bakanlar Kurulunun yeniden seçimin yapılacağı seçimlerde Yeşil bir bakan olup olmayacağı belli olacak.

Şu an Yeşiller Fraksiyonu'nun da arkasında durduğu Yeşiller Parti Başkanı Bern'li Regula Rytz adaylığını açıkladı.

Regula Rytz'in adaylığı açıklamasından sonra partiler ellerindeki kartlarını kozlarını göstermeye başladı. Kolduğu sallantıda olan ve en fazla saldırıya uğrayan ilk Bakan FDP'li Ignazio Cassis. Yeşiller diğer ikinci Bakan Karin Keller Sutter'e hem kadın hem daha yeni olması nedeniyle onu saldırılardan muaf tutuyorlar.

Burada bu saldıırların kişilere şahsi bir saldırı olmadığı, FDP'nin iki bakanlık koltuğundan birisinden vazgeçmek zorunda olduğunu vurguluyorlar.

Bu noktada tüm dengelerini değiştiştirebilecek siyasi Parti Hristiyan Demokrat Partisi CVP. Ancak CVP Regula Rytz'in adaylığına sıcak bakmadıklarını açıklayaralk kaıları bir nevi kapattı.

Halk Paertisi SVP uzun yıllardan sonra tarihteki lk Tessin'li Bakan Cassis'i koltuğundan edilecek olmasını memnuniyetle karşılamıyor. SVP Bakan Cassis gideceğine sosyal demokrat Parti'li SVP tabanında sevilmeyen Bakan Simonettta Sommaruga gitsin diyor.

SP kanadında Dışişleri Bakanı Cassis'in eskilere dayanan bir husümetten dolayı sevilmediği ve ayağının kaydırılmak istendiği söyleniyor.

Liberal Yeşiller, Yeşillerin Bakanlık isteğine, ''Her ne kadar Yeşil olsak ta bizim ortak noktalarımız farklı'' diyerek Yeşillerin Bakan adayına yüzde yüz desteklemediklerini belirtiuyorlar.

SP, Yeşillerin Bakanlık isteğine olumlu bakıyor ancak Federal Meclis'te 7 bakanlık modeli yerine bu sayının 9'a yükseltilme modelini tartışma açıyor.

Yeşil Liberaller ve SP'nin oyları Yeşil bir Bakan çıkarmaya, yani mevcut bir bakanın ayağını kaydırıp Yeşillerin adayını seçtirmeye yetmiyor. CVP'nin oyları şart. Her açıdan CVp kilit bir parti konumunda.

Ayrıca tüm siyasi partiler tarafından Yeşillerin aldığı oylara saygı duyulduğu ancak önce kendilerini kanıtmalamaları gerektiği vurgulanıyor.

Yeşiller baskıları azaltmadan sürdürüyor. 20 Ekim Ulusal seçimleri bir devrimdi. Bu değişim Federal Konsey'e de yansımalı diyorlar. Ayrıca medyada da inanılmaz bir desteği arkasına aldığını görebiliyoruz.

Lobi çalışmaları ve kulislerdeki görüşmeler son günlere kadar sürecek. Ancak şahsi düşüncem, sistemin yıllardır bozulmadığı İsviçre gibi istikrarıyla öne çıkmış bir ülkede baskılarla var olan modelin kolay kolay değişeceğine inanmıyorum. 100 yıldır var olan sihirli formülün değiştireleceğine de inanmıyorum. Her seçimden sonra oylarını artıran bir siyasi bakanlık isterse ve bu baskılar aboyun eğilirse, siyaseten pek şık olmaz. Ayrıca devleti yönetimi sadece çevrecilik ve ekolojik temel değerler üzerine olmuyor. Yeşillerin aldığı oylara saygı duymak lazım. Ancak bir bakan kendiliğinden görevini bırakmadığı sürece, bir siyasi parti oylarını artırınca koltuğumdan olacak mıyım korkusu yaşamaması lazım. Siyasi partilerin de tam da endişeleri bu noktada. Bunun sonucunu önümüzdeki haftalarda göreceğiz.

Bu yazı toplam 204 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cemil Baysal Arşivi