Doldur, İkramiyesi Boldur!..
Zaman tüneline şöyle bir uzanıyorum..
Samimi Yılları Ve Hasbi İnsanları Hatırlıyorum..
Hanımefendi Kadınlar, Beyefendi Erkekler, Geçiyor Gözümün Önünden..
Torunu Yaşındaki Kıza, "Ayşe Hanım Kızım" Diyen, Henüz Onbeşine Bile Girmemiş Delikanlı Namzetine İse "Ahmet Bey Evlâdım", Diye Hitap Eden O Asil Amcaları, O Nezaket Timsali Teyzeleri, Hasretle Ve Minnetle Anıyorum..
Çok Güzel Zamanlardı Gerçekten..
O Vakitler İşe Göre Adam Tercih Edilirdi, Adama Göre İş, Diye Bir Garabet Usül Yoktu..
Bizim Hemşehrimiz, Bizim İhvanımız, Bizim Köylümüz, Olsun Da İsterse Çamurdan Olsun, İsterse Teneke Olsun, Ama Bizim Damın Direği Olsun Gibi Liyâkatı Ayaklara Paspas Yapan Tarzlar, Şekiller, Şemailler Yoktu..
Kısacas, İnsanın Değerinin Bilindiği Ve Selâmın Da Çeşitli İnce Hesaplara Göre Verilmediği, Sadece Ve Sadece Allahın Rızası Çerçevesinde Alınıp Verildiği O Güzel Yıllardan Bahsediyorum..
Şimdilere Bakıldığında Fotoğraf Nasıl Peki?..
Maalesef Maatteessüf, Tefessüh Etmiş Ve Gerçekten Köhnemiş Hâl Ve Hareketler Görüyorum..
Hemşehriciliğin Kavmiyetçiliğin Bile Çok Önünde Olduğunu Hayretle İzliyorum..
Meselâ Bir Misâl;
Kadın Veya Erkek, Çok Güzel Eğitim Almış, İcabında İki Üniversite, Üç Dört De Bölüm Bitirmiş, Üstüne Üstlük Yüksek Lisansını Da Yapmış, Ama Hakettiği Oranda Bir İş Bulamıyor..
Herhangi Bir Hazretin Başkanlığında Veya İdaresinde Olan Bir Kuruluşa Veya Bir Belediyeye, Ya Da Daha Başka Bir Yere Hamle Yapsa Da, Şu An Münhâl Kadro Yok, İleride Açılırsa Biz Size Haber Veririz, Uyutmalarıyla, İş Savsaklanıyor.. Ardından Bakıyorsunuz Ki, Başvurandan Kapasiteleri Çok Daha Düşük İnsanlar Oralarda Konuşlanmışlar, İşleri Güçleri De Tıkırında..
Dedik Ya, Önce Bizim Köylü, Bizim Kentli, Bizim Akraba, Bizim İhvan Olacak.. Gerisi Maden Suyu..
Genellikle İşler Böyle Yürüyor..
Peki Ya Liyâkat?..
Onu Boşver, Önce Benim Hemşehrim..
Evet Kıymetli Dostlarım..
Aslında Fazla Da Abartmadım.. Bunlar Hikâye Değil.. Bunlar Birer Vakıa.. İftira Hele Hiç Değil, Abartı Da Değil, Atmasyon Da Değil.. Herkesin Çokça Şahit Olduğu Durumlardan Bahsettim..
Cennetmekân Osmanlı 624 Sene Süren İdaresinde Aklı Selime, Lisânı Münasibe, İlmi Siyasete, Adalete, İstişareye Ve En Önemlisi De Liyâkate Önem Vermişti.. Ne Zaman Liyâkat Da Dahil Diğer Umdeler Zayıfladı, Osmanlı Devleti De Tarih Oldu..
Demekki, Bir Devleti, Bir Kurumu, Hatta Bir İş Yerini Ayakta Tutan En Mühim Olguların Başında Liyâkat Geliyor..
Netice-İ Kelâm;
Kendi Çocukluğumuzdan Girdik, Şimdiki Durumdan Çıktık..
Sözün Özü Neymiş Efendim?..
Hemşehricilik, Kavmiyetçilikten Bile Daha Betermiş..
Tabi Bunlar Benim Tesbitlerim..
Herkese Göre Doğru Olmayabilir.. Farklı Mülâhaza Edilebilir..
Okuyanın Takdirine Bırakmak En İyisi..
Vesselâm..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.