Ankara'dan İsviçre'ye bakış
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği İsviçre Başkanı Şeref Yıldız'la İstanbul ve Ankara'da bazı ziyaretlerde bulunduk. Ziyaretimiz çok olumlu geçti diyebiliriz. Çünkü İsviçre'deki insanımızın neler yaşadığını sıkıntılarını ve çözüm yollarını bilen Şeref Başkanın olması işimizi kolaylaştırırken, bize de ziyareti yorumlamak, Ankara'nın bizimle, bizim Ankara ile daha yakın işbirliğinde bulunmamız gerektiğini bir kez daha ortaya koyduğunu gördük. Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, İsviçre'nin Ankara Büyükelçisi Domenique Paravicini, Diyanet İşleri Başkan Vekili Dr. Selim Argun’u ve İsviçre'nin İstanbul Başkonsolosu Julien Thöni’yi ziyaret ettik. Özellikle İsviçre cenahını ziyaret etmemiz belki de bu zamana kadar en çok ihmal edilen bölümlerin başında geliyor. Biz onları tanıdık, onlara kendimizi anlattık, birlikte daha neler yapabileceğimizi konuştuk. Bu ziyaretlerin sıkça yapılmasının önemini her iki taraf da iyice anladı. Biz onların ülkelerinin sonradan olma veya doğmak suretiyle vatandaşlarıydık. Fakat aynı zamanda bizim de bir ana vatanımız vardı. Dolayısıyla her iki ülke bizim geleceğimiz için çok önemlidir. Ziyaretlerimiz bundan sonra da çeşitli etkinlik kapsamında devam edeceğiz. Birlikte birçok başarıya ulaşacağımıza inanıyoruz. Şeref Başkan iki ülke arasındaki yatırım ve ekonomik boyutunun yanı sıra iki ülke arasındaki siyasi boyutunun gelişmesinin İsviçre'de yaşayan Türklere yansıması olacağı gibi işbirlikleri Türkiye'ye İsviçre'den daha fazla yatırımın gelmesini beraberinde getirmesinin önemine değindi. Başlangıçta mesafeli başlayan ziyaretimiz samimi bir uğurlama ile sona erdi. Bu ilişkiler sıklıkla yapılarak ilişkiler sıcak tutulacak kalıcı dostluklara doğru şekilleneceğine inanıyoruz.
Ankara'ya yıllarca gider, görüşmeler yaparız, Ankara'nın bürokratik yüzünü görünce umutsuz dönerdik. Fakat bu ziyaretimiz öyle olmadı. Başta Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran ile yaptığımız görüşme ve Diyanet İşleri Başkan Vekili Dr. Selim Argun'un heyecanı ve yurtdışındaki Türklere olan bakışı bizi çok etkiledi. Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, bizim İsviçre'deki vatandaşlarımızın dertleriyle derlenmemizden dolayı memnun olduğu biz de kendisinin Türkiye dışındaki Türklerle ilgili görüşlerini ve bu konudaki çalışmalarını Türk varlığının geleceği konusundaki Türkiye'nin kararlılığını ve Sayın Bakan Yardımcısının bu konudaki gayretlerini kısa, orta ve uzun vadeli çalışmaların olduğunu görmemiz yıllardır yaşadığımız öksüzlüğümüzü giderdi diyebiliriz. Devlet baba vasfını Sayın Kıran'ın hem sözlerinde hem de heyecanında gördük.
Diğer yandan Diyanet İşleri Başkan Vekili Dr. Selim Argun’u makamında yaptığımız ziyarette de aynı hizmet heyecanı gördük. Konusuna hakim bir bürokrat olmasına rağmen gelen ziyaretçilerden daha neler öğrenebiliriz. Birlikte neler yapabiliriz. İsviçre'deki Müslümanların geleceği için acil yapılması gerekenleri konuştuk. Avrupa'daki ülkelerin İslam'a olan olumsuz bakıştan Türk çocuklarını dini eğitimi ve insanımızın dini ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yapılması gereken kalıcı yatırımlara kadar birçok konuyu konuştuk. “Ankara'ya giden herkes bir şeyler ister”, geleneği herhalde son buldu. Çünkü yaptığımız bu ziyarette bizi kabul eden kurumlarımızın yetkilileri, "Her şeyin en doğrusunu ben bilirim" havasında değildiler. Onlar da bizsiz bazı şeyleri yapamayacaklarını biliyor ve birlikte çalışmak istediklerini ve bize önem verdiklerini gördük. Gördük ve mutlu olduk. Ankara'dan İsviçre'ye bakışın değiştiğini söyleyebiliriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.