Ne zaman Türkiye'den bir yetkili gelse ve bizi dinlemek isterse hemen Türkiye'ye otomobil getirmeyi, emeklilik ve askerlik meselelerini gündeme getirir adamı geldiğine, geleceğine bin pişman ederiz.  Onlarca yıldır ne emeklilik işlerini ne de araba meselesini halledebildik.  Çünkü biz ne isteyeceğimizi nasıl isteyeceğimizi bilmiyoruz.  Bu sebeple de gülünç duruma düşüyoruz.

Sen araba çıkaracaksın! Niye sen? Diğer Türk vatandaşlarının böyle bir hakkı var mı da sen böyle bir özellik istiyorsun?  Devletin her vatandaşı aynı hakka sahip olması gerekmez mi? Sen diğer vatandaştan fazla bir şey isteyemezsin.  Eğer isteyeceksen herkes için isteyecek verilince sen de istifade edeceksin.  Bütün taleplerimiz ferdi taleplerdir ve çok küçük ve küçük düşürücü taleplerdir.  Yıllardır devlet büyüklerimizin katıldığı toplantılarda hep aynı manzarayı görmekten ben utanır oldum.  Bir sefer de ben kendimi kurtardım, benim torunum ne olacak onun Türkçesi, Türk kültürü, örfünü adedimi, yemeğimi folklorumu ve ülkemi sevmesini nasıl sağlayacağım, bu konuda nasıl işbirliği yaparız, diyen bir babaya veya dedeye rastlamadım. Sanki araba ve emeklilik meselesi çözülünce gurbetin bütün meseleleri hallolmuş olacak.

Bakınız şimdi çok ciddi bir gücü elimizde bulunduruyoruz. Bu zamana kadar kazandığımız franklarla yapamadığımızı şimdi bir oyla yapacağız. Bu yılın Haziran ayında Türkiye'de genel seçimler yapılacak. Belki Mayıs ayına alabilirler. Alırlarsa da çok isabetli bir karar vermiş olacaklar. Bu seçimlerde ilk kez genel seçim için oy kullanacağız. Eğer biz bu seçimlerde sandığa gider oyumuzu kullanır ve oy potansiyelimizi ortaya koyarsak Ankara ile pazarlık yapma şansımız artacaktır. Hatta seçim öncesi bunları yerine getirmezseniz size oy veremeyiz, gibi kararlılığımızı ortaya koymalıyız.  Hatta siyasi partilere, "Biz kendi adayımızı kendimiz belirleyecek ve seçtiğimiz temsilciye daha sonra da hesap soracağız" diyebilmeliyiz.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gerekli hassasiyeti yerine getirmiş olsaydık,  şimdi bütün partiler kapımızı çalmaya başlarlardı. Biz ilgisiz durunca onlar da uzak duruyor. Eğer bu seçimlerde de aynı gevşekliği gösterirsek sizin talep ettiğiniz ne bedelsiz araç ithali ne de istediğiniz emeklilik işleri olacaktır.  Seçimlerin ve oyunuzun kıymetini bilin. Kime oy vereceğiniz hiç önemli değil. Önemli olan sandığa giderek geleceğiniz için katkı vermenizdir.  Bu seçim çocuklarınızın ve torunlarınızın geleceğidir.

Siz Türkiye'de olsaydınız Türk devleti sizin çocuğunuz için derslik yapacak, öğretmen görevlendirecek, hastalığınızı tedavi edecekti. Çöpünüzü alacak ve sokağınızı temizleyecekti.  Oysa siz hala o ülkenin vatandaşısınız. Yıllardır döviz gönderen, turist gönderen, ülkeye yatırım yapan yatırımcıyla kol kola gelerek Türkiye'ye yatırım yapılması için ön ayak olan sizler, şimdi de oy kullanacaksınız Siz Türkiye'de gecikmiş haklarınızın iadesini istemenizin tam zamanıdır. Önce "Size üvey evlat muamelesi yaptık. Sizi yarım asırdır ihmal ettik. Özür dileriz" diyecekler, sonra da oylarınızı alabilmeleri için de taleplerinizi yerine getirmek için seçim beyannamelerinde size de yer vereceklerdir. Zaman,  oyunla kendini hissettirme zamanıdır.  Zaman seçme ve seçilme zamanıdır.