"küçücük bir korona, dünyaya korku saldı..
"küçücük bir korona, dünyaya korku saldı..
hak sillesinin sedâsı yoktur, vurunca devâsı yoktur..
"küçücük bir korona, dünyaya korku saldı..
insanlarda ne akıl, ne ruh sağlığı kaldı..
siz yine de allah'tan, ümit kesmeyin sakın..
lütfen zümer suresi elli üçe bir bakın"
evet kıymetli dostlar;
dünya gerçekten büyük bir travma yaşıyor..
ama dünya insanları olarak birbirimizi çok üzdük.. elbette bizler de buna dahiliz..
dünya ülkelerinin bir kısmı bidâyetten beri zulümde şampiyon oldular.. onlar bu felâketleri çoktan hak ettiler. ama felâket yağmuru bize de yağdı.. koronavirüs, müslüman, hristiyan, budist, ateist diye ayırmadı..
peki biz neler yaptık da, şu an arpacı kumrusu gibi evlerimizden çıkamıyoruz?..
bırakın evden çıkmamayı, en sevdiklerimizi bile göremiyoruz?.. onlarla oturup sohbet bile edemiyoruz?..
evet biz ne yaptık ve bizler de bu felâket senaryosunun aktörleri olmayı ne kadar hak ettik?..
yalanı, dolanı, riyayı, fitneyi, haseti, kıskançlığı, birbirimizle kavga etmeyi, normal hâle getirdik..
fakiri fukarayı, garibi gurebâyı unuttuk..
kişiye statüsüne göre davrandık.. hatta selâmı bile öyle verdik..
arkadaşımızın yüzüne güldük, arkasından dedikodusunu yaptık.. yetmedi, ipliğini pazara çıkardık..
parayı vefadan üstün tuttuk.. makâm için dostumuzu harcadık..
allah'ın kulu olduğumuzu unuttuk, üç kuruşluk dünya menfaati için kula kulluk etmeye kalktık.. allah'ı, başımıza gelen deprem gibi, sel, yangın, tsunami gibi, felâketlerde hatırladık, sonra yine unuttuk..
çevreyi katlettik.. tabiatı berbat ettik.. tahammülsüzlük, bencillik, doyumsuzluk, hayat biçimimiz oldu..
komşusu açken yatıp uyuyan bizden değildir, hadisi şerifine, her zaman çok doğru dedik, ama bir türlü riâyet etmedik.. helâlle haramı birbirine karıştırdık.. gelsin de nasıl gelirse gelsin, deyip, değirmenin suyunu araştırmadık..
makâmı, şöhreti, parayı, ünvanı bulunca, güç sarhoşu olduk.. dostu unuttuk.. yoksula sırt çevirdik..
netice-i kelâm;
haddi aştık ve yaptıklarımızın pek çoğu gayretullaha dokundu..
durum böyle olunca da ufacık bir virüse boyun eğdik..
her şeye rağmen, allah'ın rahmetinden ümit kesmiyoruz.. o'nun merhametine sığınıyoruz. çünkü o, zümer suresinde de belirttiği gibi, dilerse bütün günahları bağışlayandır..
yeter ki bizler, içi başka dışı başka olmayalım ve emredildiği gibi yaşayan hâlis, muhlis, kullardan olalım..
ancak o zaman koronadan da, diğer bilinen ve bilinmeyen nice felâkatlerden de, korunmuş oluruz..
son söz;
itidâl, tevâzu, tevekkül, sabır..
bunlara uyalım..
böylece, allah'tan huzur ve afiyet dilemeye yüzümüz olsun..
vesselâm..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.