Kıymetli POST Gazetesi okurları,

İsviçre medyası bugünlerde özellikle Diyanet vakfına bağlı camiler ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsına yönelik karalama kampanyası düzenlemekte. Gün geçmiyorki herhangi bir gazetede “haber” çıkmasın.

İsviçre medyasından birkaç küstahça iddialar:

-Erdoğan’ın İsviçre’deki Camiler üzerindeki Etkisi yazılıyor.

-Erdoğan İsviçre’deki Camileri finanse ediyormuş.

-İsviçre’deki Camiler Türkiye’den finanse ediliyormuş.

-İsviçre Türk Diyanet Vakfına bağlı Camilerde Erdoğan lehine propaganda yapılıyormuş.

- Cuma hutbelerinde Batı Avrupa’ya karşı karalama yapılıyormuş.

-Cuma hutbelerinde kadınların mutlaka başörtüsü takmaları için baskı düzenleniyormuş.

- İsviçre’deki İmamların yeterli derecede Almanca bilmiyorlarmış ve sert tutucu İslamı temsil ediyorlarmış.

- 2013 Yılından beri Diyanet Vakfına bağlı olan ve İsviçre’de görev yapan din görevli’lerinin sayısı ikiye katlanmış.

Gerçekle alakası varmıdır?

Bence YOK!

İsviçre Türk Diyanet Vakfı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan siyaset sahnesinde YOK iken de vardı!!! Dolayısıyla ne etkisi olabilir?

Tek doğru olan, İsviçre Diyanet Vakfı’nın, Türkiyede merkezi bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı ile koordineli çalışma yapmasıdır. Ve Camilerdeki Din görevlilerinin maaşlarının Diyanet tarafından ödeniyor olmasıdır.

Sizler, Diyanet Vakfına bağlı olan Camilere giden vatandaşlarımız, sizler Camilerde recep Tayyip Erdoğan veya AK Parti lehine propaganada yapıldığına şahit oldunuzmu?

Ben şahsen şahit olmadım!

Dolayısıyla İsviçre medyasının algı oprasyonu yaparak hem Diyanet Vakfı’nı, hemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı karalama kampanyası düzenlemekte olduğu ap açık ortadadır! Bunun adıda daha öncede yazdığım gibi, Recep Tayyip Erdoğan hazimsizliğidir!

Bize düşen Görev

İsviçre medyası bu tip haberler yaparak, İsviçre toplumuna, İsviçre’deki Camilerin birer ibadethane olduklarını unutturup, bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yönetiliyor imajını vererek, hem camilerimizi siyasallaştırmak, hemde karalamak istiyor. Zira İsviçre Türk Diyanet Vakfının Türkiyedeki Diyanet İşleri Başkanlığı ile koordineli çalıştığını hepimiz biliyoruz.  Bunuda çok büyük marifetmiş gibi haber yapmanın bi anlamı yokki.

Sivil Toplum Kuruluşları'na bu konuda büyük görevler düşüyor. Sivil toplum yetkililerinin sorumlulukları , bu karalama haberleri çoğaldıkça, gün geçtikçe çoğalıyor. İsviçre Türk Toplumu olarak, bu tip Haberlerin yayınlarına karşı tüm Sivil toplum Kuruluşları ortak tepkimizi koymamızın zamanı geldide geçiyor!

Başta İsviçre Türk Toplumu (İTT) ve çatısında barındırdığı tüm sivil toplum örgütleri birleşrek, ve İTT’ye üye olmayan Derneklerde dahil olmak üzere, bu karalama kampanyalarına karşı acilen ortak tepkilerini koymalıdır.

Acilen İsviçre basını davet edilerek, yazılanların yalanlanması ve doğrular anlatılması gerekmektedir!  

Sağlıcakla Kalın…

Konu ile alakalı yorumlarınızı bekliyorum….