İsviçrede Kara Koyun ,Ak Koyun süreci yeniden başlıyor. Polisiye olaylara isteyerek veya istemeyerek karışmış yabancıların kolayca İsviçreden yurtdışı edilmelerini sağlayacak olan referandum 28 Şubat'ta oylanacak.

Önümüzde 1bir aylık bir süre var. Bu sürede yıkıcı, ırkçı birçok söylem ve eyleme sahne olacak İsviçre.Resmen yaptırım insiyatifi olarak halk oylamasına sunulan bu hareket İsviçre anayasanın temel haklarına ,İnsan Hakları sözleşmesine tamamen aykırı. Bu girişim İsviçredeki hukuk düzenini ihlal ediyor,hukukun varlığını yok sayıyor ve siyasi sistem açısından önemli sorunlarıda beraberinde getiriyor. Bu referandumun kabul edilmesi halinde herhangi bir soruşturma bile yapılmaksızın on binlerce yabancı heryıl sınırdışı edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.

Yaptırım insiyatifi 2 Milyona yakın yabancının oturma müsaadesini direkt veya indirekt tehdit edecek boyutta. En ufak bir suçta bile otomatik olarak herhangi bir araştırma veya inceleme yapılmaksızın yabancılar sınır dışı edilebilecek. Ne yapacağız; tabiiki oturup beklemeyeceğiz, oy hakkı olanlara sandığa giderek bu insiyatife karşı oylarını kullanmalılar. Oy hakkı olmayanlar ise çevrelerinde oy kullanabilecek herkesi etkileyerek sandığa gitmeye ikna edecekler. İsviçrede sistem olarak mektupla da oy kullanıldığını unutmamak gerekiyor.Tüm sivil toplum örgütleri haydi göreve.

Bu sene 2 tane Türkiye seçimi yaşadık. Bu seçimlerde bizi temsil edecek adaylar belki yoktu ama bir kaç şehirde gurbetçi oyları seçimin neticesini etkiledi. Böyle olunca sözümüz ve ağırlığımız eskiye oranla daha fazla hissedilmeye başlandı. Kurulan hükümetin seçim beyanamesin okudum; Gurbetin ve gurbetçinin sorunlarına önemli bir yer ayrılmış tabii bu çok güzel. Ancak bu konuların takipçisi olmamız gerekiyor. Bedelli askerlik ücretinin 1000 Euro'ya düşürülmesi mecliste kabul edildi.Emeği geçen tüm sivil toplum örgütlerine, siyasetçilere teşekkürler.Dövizle borçlanarak emekli olma konusunda bazı iyileştirmeler düşünülüyor,buda kulağımıza geldi.Bu konuda çok sıkıntılar var bunları muhahkak Ankaranın gündemine taşımalıyız.

Türkiye turizm'i 2016 yılında nasıl olacak. Bu konu bizleride ilgilendiriyor. Ortadoğu coğrafyasındaki kaos ortamı Türk turizmini tehdit eder hal aldı. Ancak bu durum birazda Turizm'de rakip ülkelerin kışkırtmasıyla oluyor. Bizlere Türk Turizmi için büyük görevler düşüyor. Komşumuz,eşimiz dostumuz bunların hepsine olumlu Türkiye reklamı yaparak Türkiyeye gitmelerini sağlamak. Akdeniz havzasında Türkiyedeki otel,hizmet ve fiyat kalitesine hiçbir ülke ulaşamaz ancak tanıtıma ağırlık vermek gerekiyor. Kriz dönemlerinde Tükiye turu satan acentalar azalıyor ancak Türk kökenli acentalar ve Tur operatörleri bıkmadan,usanmadan Türkiyeyi tanıtmaya,Türkiyeye yönelik tur paketleri satmaya devam ediyorlar.

Turizmden 1 milyona yakın insan Türkiyede ekmek yiyor,belki bunlardan bazıları sizlerin yakını. Türkiyeye yürekten bağlı olduğunuzu biliyorum, o zaman 2016 yılında Türk Turizmi başını öne eğmeyecek sizlerinde destekleriyle. Özellikle buralarda yaşayan Balkan kökenliler Türkiyeyi çok seviyorlar, tarihi, kültürel bağları var Türkiyeyle. Balkan kökenli soydaşlarımıza daha fazla Türkiyeye gitmelerini tavsiye etmeliyiz.Komşularimızı ikna ederek tatillerini Türkiyede geçirmeleri için ikna etmeliyiz yani Komşumla el, ele Türkiyeye. Böylelikle Rus tehdidinin sökmeyeceğini göstermeliyiz.Seyahat konusunda birşey daha eklemek istiyorum piyasada biletçilik adına çıkanları iyi araştırın, tecrübeli acentanızdan vazgeçmeyin, beyaz geçinen kara acentalara dikkat ediniz.

Çocuklarımızı Türk kültür derslerine gönderelim,geleceğimize yatırım yapalım.

TEMA VAKFINA ÜYE OL, DESTEK OL,TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN

Üzerinize vazife olmayan işlere karışın : BİR AĞAÇLA KARDEŞ OLUN

Sağlıcakla kalın.