Avrupa'da esen büyük bir değişim rüzgarı var. Avrupa'nın siyasal ikliminde ırkçılar sürekli güçlenmeye başladılar. Irkçıların güç kazanması yabancı düşmanlığını körükleyerek yabancıları siyasal malzeme olarak kullanarak, nefret söylemlerini artırarak devam ediyor. O halde bizlere dayatılan daha fazla entegrasyon politikasının bir dayanağı var mı, yok mu tartışmasını beraberinde getiriyor.

Birçoğumuzun önüne konan entegrasyon reçetesinin son kullanma tarihide herhalde yakında biter. Bakalım daha hangi taleplerle gelinecek. İfade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü haklarımızı kullanmak kağıt üzerinde mi kalacak. Gelecek nesillerin yabancı olarak, Türk olarak gurbette işi çok zor. Bizlerle ilgili yapılacak uyum politikalarının oluşmasında katkıda bulunacak, katılımcı olacağımız düzenlemeler gelmesi için yeni bir mekanizmaya ihtiyaç var. Bu konu STK'ların faaliyet alanında olmalıdır.

İngiltere Avrupa Birliği'nden ayrılıyorum dedi, referandum yaptı, diğer ülke basınları İngiltere'nin işine pek burunlarını sokmadılar. İsviçre minare yasağı oylaması yaptı ne Alman basını hayır dedi nede diğer milletlerin basını sesini çıkarttı.

Türkiye yasal süreci işleterek Anayasa Referandumu yaptı, nerdeyse tüm dünya basını Türkiye'yi  olumsuz göstermek için takla attı. Türkiye'de havai fişek patlasa aylarca hatta yıllarca Türkiye'ye gitmeyin borazanı öttürürler, ama geçen hafta Müslüman Mısır'da  kiliseye bomba konuldu 30'dan fazla insan öldü. Avrupa basını bu konuda ne yaptı iki gün haber yaptılar sonra unuttular. Kimseye Mısıra gitmeyin çağrısı yapan yok. Eğer Mısır güvenlikli bir ülke ise Türkiye milyon kere güvenlikli ve medeni bir ülke.  Eyyy Avrupa basını bırak artık bu çifte standardı, maskeniz her gün birer birer düşüyor. Yemişim sizin etik ve tarafsız haberciliğinizi yettiniz gayri.

Türkiye 16 Nisan'da bir referandum yaşadı. Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız seçme haklarını herhangi bir olay yaşanmaksızın vakarlı ve erdemli bir şekilde yerine getirdiler. Tabii bu süreçte yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız  farklı düşüncelerde olmalarına rağmen, yaşadıkları ülkenin huzurunu kaçırmadan sandığa gitmeleri takdire şayan.  Belki ufak tefek kırgınlıklar yaşanmıştır ancak şunu unutmamak gerekir ki biz gurbette kız verdik, akrabalıklar kurduk, dostluklarımız yakınlıklarımız bir kardeş yakınlığında. Biz artık güçlü bir aileyiz. Gurbetçi; cenazesinde, düğününde, sevinçlerinde, acılarında 50 yıldır hep omuz omuza oldu. Kız aldık dayanışmasını bugüne kadar bozamadı, bundan sonrada bozamaz. Bu referandum sürecinde birilerinin beklediği bölünmeye gurbetçi şans vermedi. Bu nedenle hangi görüşte olursa olsun gurbetçinin sağlam duruşu beton gibidir. Ümit ediyorum bizler ve gelecek nesiller gurbette hep el ele, omuz omuzayız. Bu görüntü, bu mesajı gurbetçi verdi.

Teşekkürler gurbetçi kardeşlerim; unutma Gün Birlik ve beraberlik günüdür.

Bedelli askerliği 1000 Euro'ya indiren geçici uygulama 31 Aralık 2017 tarihinde bitiyor. 1 ocak 2018 tarihinden itibaren bedelli askerlik tekrar 6000 Euro civarında olacak. Bu 1000 Euro'luk uygulamanın uzatılması Avrupa'nın içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar nedeniyle gurbetçilerimiz için çok önemlidir. Siyasetçilerimiz, yöneticilerimiz ve STK'lar konuyu gündeme taşımak gereklidir düşüncesindeyim.