Dükkânımıza kâfi, gönlümüze şâfi..
Ramazan ayı geldiğinde müslümanların genlerinde olan hayır hasenat arzuları diğer zamanlara oranla daha bir artıyor..
Aziz milletimizin hamiyet duyguları bu mübarek ay hürmetine sanki bir başka coşuyor..
Cömert insanlarımız karınca kararınca ve ellerinden geldiğince garibe gurebaya yardımda bulunuyor..
Bu yardımlaşmanın en güzel göstergelerinden biri de zimem defteri..
Evet, zimem defteri osmanlı esnafının o vakitler kullandığı zamanımızda da az da olsa uygulanan bir nevi veresiye ve borç defteridir.. tabi şimdilerde avm'ler, hipermarketler çoğalınca ve de her şey nakite dönünce bu usûl de rafa kaldırılmıştır..
Devam edelim, aziz osmanlı'da ki bu güzel uygulamanın anlatımına..
Ramazan ayı gelince zengin kişiler esnafları dolaşır, "zimem defteri" diye bilinen borç defterinin bir kısmını veya tamamını satın alırlardı.. zimem, zimmet kelimesinin çoğuludur..
O zamanlar özellikle bakkallar ve diğer yiyecek satan dükkânlar dolaşılır, mahalledeki gariplerin borçları satın alınırdı..
Zengin kişi çoğu zaman o borçları öderken fazla fazla verirdi.. verdikten sonra da bakkala sorardı..
Yetti mi, bakkal efendi?..
El cevap; yetti efendi hazretleri, dükkânımıza kâfi.. gönlümüze şâfi..
İfadelerin güzelliğine bir baksanıza.. alan memnun, veren memnun.. ne kibar, ne naif bir ecdadımız varmış, elhamdülillah..
Bugünlerde de cömert insanlarımız, özellikle de müsiad üyelerinin başını çektiği bazı hamiyetli kardeşlerimiz, zimem defteri uygulamasını sürdürüyor..
Verin kardeşim verin.. verdiğiniz hiç bir zaman boşa gitmiyecektir.. indillâhta onların hepsi karşınıza çıkacaktır..
Unutmayın, verdiğiniz bir ise hasatınız belki de yüz olacaktır..
Alemlerin rabbi olan yüce allah'ın hazinesi de rahmeti de geniştir.. siz yeter ki verin..
Ne güzel söylemiş aklı yeten;
Ne verirsen elinle..
O gidecek seninle..
Besselâm..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.