Avrupa gurbetinin yarım asrını gerilerde bıraktık. Kısa bir zaman için kalıp döneceğimiz Avrupa ülkelerinde değil dönmek kök saldık. Küçük aileler olarak atıldığımız bu yeni vatanda büyük alileler olduk. İki evladını evlendiren bir baba olarak Türkiye'nin güney doğusundan kuzey doğusuna, Ege'sine kadar birçok bölgeyle evlilik yoluyla akraba olduk.  Düğün derneklerimizde de Anadolu'nun tüm renklerini bir araya getirerek ailemiz biraz daha büyüdü.  Bir tarafta kemençe eşliğinde horon oynanırken, diğer tarafta ise halaylar çekiliyor, davul zurna havalarında Efeler diz vurarak, bağımsızlık figürleri sergiliyor. Bin yıl önce Anadolu'da yaşanan Türk boylarının akrabalıkları şimdi de gurbet dediğimiz ikinci vatanda yaşanıyor. Artık Karadenizli Peçenek ve Kuman, Yörük'le akrabalık bağı kurdu. Doğulu Türkmen, batılı Manav'ın hısımı oldu.
 
Artık Ökkeşler, Temeller ve Satılmışlar bir oldu.  Çekirdek aileler dedeli torunlu halalı teyzeli büyük ailelere dönüşmeye başladı. Belki ilk bakıldığında insana garip gibi gelse de bunun hikmetinin ve nimetini ileride çok daha iyi anlayacağız.  Hem yakın akraba ve bölge evlilikleri yerine farklı boyların bir araya gelmesiyle yeni nesillerde kan tazelemesi yaşanacak ve sağlıklı nesiller oluşacak. Her bölge başka bir bölgeyi anlayacak, daha da zenginleşecek. Anadolu birliği bu vesilelerle yeniden kuruluyor olacak. Toylarımız, birliğimize, beraberliğimize, geleceğimize ve töremizin yaşanmasına vesile olacak. Sunu da ilave edelim ki düğünlerimiz öncesi ve sonrası adetleriyle yaşatılmalı, bir salona sıkıştırılarak hapsedilmemelidir. Sağdıçlı, yol kesmeli, her bölgenin kendine has oyunları ile süslenmelidir. Salonlarda yapılan merasimler, düğünün duyurulması, dostların bir araya gelmesi ve yemeleri içmeleridir. Düğün kültürünün de ihmal edilmemesi, gelecek nesillere aktarılması ve yaşatılmamasını sağlayacaktır.
 
Büyük aile olmayı yakından yaşayan bireyler olarak bunun güzelliğini, meyvelerinin toplayınca daha iyi anlıyoruz. Genelde düğün ve dernekler yakın aile ve komşu çevresinde oluyordu. Yani biz bize idik. Geçtiğimiz hafta ailemizin bir ferdini de dünya evine sokarak yeni bir ev daha açtık. Düğünümüze de yakın çevremizi, dostlarımızı ağırladık. Düğünümüzü şereflendiren Büyükelçimiz İlhan Saygılı, 30 yılı aşkın bir zamandır bizlere babalık, ağabeylik yapan İhlas Holding Avrupa Temsilcimiz İbrahim Akyıldız ağabeyimiz, Zürih Başkonsolosumuz Asiye Nurcan İpekçi, İlahiyatçı Hasan Yavaş Hoca, Çalışma Müşavirimiz İbrahim Uslu, THY Basel Müdürü Melih Güler, İsviçre Türk Toplumu Başkanı Levent Karaağaç, UIT İsviçre Başkanı Murat Şahin, DEIK İsviçre Temsilcisi Zeki Yıldırım, İsviçre Türk Federasyon Başkanı İrfan Okutan, MÜSIAD İsviçre Başkanı Şeref Yıldız, TİSAB Başkanı Mehmet Göktaş, Beyaz Ay Derneği Başkanı Suat Şahin, İslam Kültür Merkezleri Birliği Temsilcisi Dinçer Akburak, İsviçre Diyanet Vakfı Koordinatörü Zafer Terkeşli, MÜSİAD İsviçre Kurucu Başkanı Cesur Çıtak, İsviçre Türk Dağcılar Derneği Başkanı Yakup Aydın, TİSAB Onursal Başkanı Hüseyin Samsunlu'ya ve ismini sayamadığım tüm davetlilere kalbi şükranlarımı sunuyorum.
 
Bir düğün yaptık, çok şükür İsviçre'deki bütün Türk toplumunu bir araya getirerek büyük bir alile pozu verdik. Bahsettiğim büyük aile işte budur. Düğün dernek de bu büyük ailenin bir araya gelmesine vesile oldu. Toyumuza katılarak şeref veren herkese teşekkür ediyoruz. Ne diyelim toyumuz toylansın, soyumuz soylansın.