7 Haziran'da Türkiye'de yapılacak olan genel seçimler için bizler de, yurtdışında yaşayan vatandaşlar olarak oy kullanacağız.  Yarın asır sonra kazandığımız bu hakkı iyi değerlendirerek hem kendimiz için hem de ülkemizin geleceği için vatandaşlık görevimizi yerine getireceğiz.  Biz oy verme veya fikirlerini beğendiğimiz siyasi partilerin seçim çalışlarını ve karşılıklı ithamlarını bu zamana kadar basın yoluyla inceledik. Bundan sonra bizzat seçim atmosferi içerisinde olacağız, tartışmaların ortasında kendimizi bulacağız.  Milletin karşısında rakibini düşman gibi gösterenler mecliste kol kola gezdiklerini çok şahit olduk. Yani siyasiler birbirleriyle kavga eder gibi gözükseler de gerçekte öyle değildir.  Siyasetin bize yansıyan yüzü ile kapalı kapılar ardındaki yüzü çok farklıdır.  Onun için onlara bakarak yıllardır yüz yüze baktığımız komşumuzu arkadaşımızı kırmamaya dikkat edelim.

Yarım asırdır yüzümüze bakmayan, kapımızı çalmayan siyasiler bundan böyle bizi ziyaret ederek oy isteyecekler. Belki toplantılar yaparak karşı partileri kötüleyecekler. Onların böyle yapmaları siyasetin bir gereğidir. Fakat biz onların gazına gelerek haddi aşmamız zaten param parça olan toplumumuzun daha da kutuplara ayrılmasına neden olacaktır.  Unutmayalım ki bizi birbirimize düşürenler seçimden sonra bir dahaki seçime kadar yüzümüze bakmayacaklar.  Onlara uyarak kimseyi kırmaya gerek olmadığını belirtmek istiyorum. Onlar yolcu bir hancıyız. Onlar sel gibidir. Bizim Avrupa'da var olma mücadelemiz seçimden sonra da devam edecektir.  Bizim birliğimizi ve bütünlüğümüze zarar verecek olan bu kamplaşmadan uzak durmamız lazımdır.

PAZARLIK GÜCÜMÜZ ARTAR
Evet,  sandığa giderek mutlaka oy kullanacağız.  Eğer oyumuzla kendimizi hissettirebilirsek gelecek seçimlerde Ankara'dan dolayı kaynaklanan sorunlarımızın çözümü için pazarlık gücümüz artacaktır.  Fakat bir partinin taraftarı olarak başka bir partinin liderine veya mensuplarına hakaret etme hakkı hiç birimize verilmemiştir. Eleştirilerimizi yapacak fakat hakarete kavgaya ve dostlukları bitirecek eylemlerden kaçınmalıyız.

BİZ BİZE KALACAĞIZ
Hele sırf muhalefet olsun diye devlet adamlarına hakaret etmek hem ahlaken hem de hukuken suçtur. Unutmayınız ki her seçilenleri seçen bir kitle vardır. O kitlenin liderine küfretmek onu destekleyenlere hakaret sayılır. Bunun için insanımızın tercihlerine saygılı olmak bizim erdemlerimizin başında gelmelidir.   Bir seçim için kamplara ayrılırsak yarın yaşadığımız ülkedeki haklarımızı almak için veya ülkemizin haklı bir davası için asgari müşterekler için nasıl bir araya geleceğiz.  Bizim oyumuzu alanlar bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonra da aynı olacağını unutmayalım. Yani gelecekler yaldızlı sözler bol vaatlerde bulunarak nutuk atacaklar daha sonra da çekip gidecekler. Sonunda biz bize kalacağız. Onun için Türkiye'de kısır döngü siyasetinin çarklarına takılarak birbirimizi kırmayalım.

ÇÖZÜM İÇİN GAYRET GÖSTERELİM
Hatta hangi siyasi görüşte olursak olalım bir araya gelerek yıllardır çözüm bekleyen sorumlarımız için kendi programımızı yaparak fikirlerini beğendiğimiz partilere bu sorunları ileterek çözüm için gayret gösterelim. Avrupa ülkelerindeki vatandaşların oylarını almak için gelen siyasi partiler maalesef Avrupa ülkelerindeki oy potansiyeli kadar Avrupa ülkelerinden milletvekili adaylarını bile listelerine koyabilmeleri için baskı yapalım. Hatta Avrupa ayrı bir seçim bölgesi olmasını talep edelim.  Bunları yapabilmek için birbirimize sahip çıkarak başarabiliriz.  Ama ne olursa olsun bir oy için birbirimizi kırmayalım, söylemlerimize dikkat edelim.