Prof. Dr. Bünyamin Bezci

Prof. Dr. Bünyamin Bezci

Gelenler ve Dönenler III

İsviçre expat diye de ifade edebileceğimiz nitelikli göçmenler için dünyanın en iyi ülkelerinden biri olmasa da oldukça önemli oranda Türk expata ev sahipliği yapmaktadır. Dünyada expatlar için en çekici yerler Meksika, İspanya, Endonezya ya da Panama gibi ülkelerken İsviçre değerlendirmelerde ilk onda yer almamaktadır. İsviçre’yi çekici kılan iki önemli faktör güvenli bir ülke olması ve gelirin yüksek olmasıdır. Bu anlamda sağlıklı doğal yaşam imkânlarını da İsviçre’nin artısı olarak görebiliriz. Fakat yapılan araştırmalarda pahalılık ve yabancılara karşı yaklaşımın dostane olması konusundaki kısıtlar, İsviçre’nin eksi hanesine yazılmaktadır.

Nitelikli Türklerin İsviçre’ye yerleşme motivasyonları ise farklı kaynaklardan beslenmektedir. Öncelikle varlıklı aileler için nitelikli okullara sahip İsviçre, eğitim için tercih edilen bir ülkedir. Hem lise hem de üniversite eğitimleri için oldukça önemli sayıda öğrenci İsviçre’yi tercih etmektedir. Bu öğrencilerin bir kısmı da Türkiye’de Almanca ya da Fransızca eğitim dili olan başarılı öğrencileri alan liselerden gelmektedir. Türkiye’deki lise sınavlarında ilk binde yer alan öğrencilerden önemli bir kısmı ETH ya da EPFL gibi nitelikli üniversiteleri daha lisansta tercih etmektedir. Bazıları da üniversite eğitimi sonrasında lisansüstü eğitim için gelmektedir.

Altmışlı yıllardan bu yana her yıl yüzlerle ifade edilebilecek sayıda Türk üniversite öğrencisi İsviçre’de eğitim alırken bu sayı artık binlerle ifade edilebilir. Bu öğrencilerin bir kısmı eğitimleri sonunda Türkiye’ye dönse de çoğu İsviçre’de ya da Türkiye dışında bir başka ülkede çalışmayı tercih etmektedir. Son yıllarda Türkiye’den yeni gelen meslek sahibi nitelikli göçmenlerin ve üçüncü nesil Türk göçmenler içindeki üniversiteye gidenlerin de artmasıyla expatlaşma da artmaktadır.

Türkiye açısından expatların kayıp olduğu düşüncesi gerçeği tam olarak yansıtmamaktadır. Küreselleşme ile kolaylaşan yer değişimleri sonucu artan expatlaşmayı normal karşılamak gerekmektedir. Hatta Türk diasporasının nitelik kazanmasına ve güçlenmesine vesile olduğu için olumlu tarafları bile bulunmaktadır. Bu noktada da ilgili expatları kayıp değil, bir kazanç olarak görmek gerekmektedir. Nihayetinde asıl sosyalleşmesini Türkiye’de yaşayan expatlar, nerede yaşarsa yaşasınlar ve hangi dili konuşursa konuşsunlar gönüllerini Türkiye’de bırakmaktadır. Artık ulusötesi kimlikleriyle tam olarak hiçbir yere bağlılık hissetmeyen expatların Türkiye’de oluşan toplumsal hafızalarının yarattığı imkânları beslemek gerekmektedir. Gerçekten de expatlar, deniz içindeki yosunlar gibi köksüz ama canlı olarak salınırlar. Deniz olmadıkları her daim hatırlatılır ama köklerini de kaybettiklerinden artık biraz da tutunumsuzdurlar. Köksüzlükleri içlerinde derin bir boşluk oluşturduğundan boşluğu kapatan her anı ve tanışıklık onlar için vazgeçilmezdir. Bu nedenle expatların Türkiye özlemi zannedildiğinin aksine çoğunlukla güçlüdür.

Aile bağlarının güçlü olduğu Türk toplumsallığında expatlar için de Türkiye, hem özledikleri yurtları hem de sevdikleri insanların yaşadığı yerdir. Bu nedenle Türkiye’nin nitelikli diasporasına dönük politikaları sorunlu alanlara rağmen dışlayıcı değil, kapsayıcı olmak zorundadır. Dijital imkânlar ve sosyal ağlar üzerinden nitelikli diasporaya ulaşmak mümkündür. Özellikle artan teknolojik gelişmeyle birlikte mümkün olan Türkiye’deki nitelikli yeni çalışma alanları, tatil/yazlıklar ve yurt dışındaki oy hakkı gibi elle tutulur yakınlıklar nitelikli diasporayı ülkeye bağlayan en önemli çıpalardır.

Yine de yıllar içinde ülkesiyle irtibatını minimalize eden bir nitelikli göçmen grubu da vardır. Onları Türkiye ile ilişkili STKlarda göremesek de kendilerine ulaşıldığında memnuniyetlerini gözlemlemek de zor olmamaktadır.

Türkiye yapılan araştırmalarda expatlar için maalesef halen çekici bir ülke konumunda değildir. Buna rağmen yurtdışında eğitimlerini tamamlamış Türk kökenliler için artan iş ve yaşam olanaklarıyla dikkat çekmektedir. Türkçe, diasporayla aramızdaki güçlü bağı inşa etmektedir. Normalde dördüncü nesilde kaybedilen anadil yeteneği, Türkler için her zaman geçerli olmamaktadır. Bu nedenle dil ve kültürel hafıza ile bağını kolay kolay koparmayan Türk expatlardan kalanları da dönenleri de ayrı ayrı kar hanesine yazmak gerekmektedir. Dönenler Türkiye’nin kalkınması ve gelişmesine doğrudan etkide bulunurken kalanların da nihayetinde onlardan az katkısı olmamaktadır.

Bu yazı toplam 1169 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Bünyamin Bezci Arşivi