14. Altın Hilal Film Festivali İsviçre’de Sanat ve Göç Temasıyla İz Bıraktı
İsviçre İslam Toplumu Gençlik Teşkilatı tarafından düzenlenen "14. Altın Hilal Film Festivali", İsviçre'nin Zürich kantonunda bulunan Stadthalle Dietikon'da yapıldı.
ZÜRİH- Zürih’in Stadthalle Dietikon salonunda düzenlenen 14. Altın Hilal Film Festivali, Türkiye ve İsviçre arasındaki kültürel bağları güçlendiren, sinema ve sanatın toplumsal etkisini vurgulayan etkileyici bir etkinliğe sahne oldu. Türk toplumunun İsviçre’deki 60 yıllık göç hikâyesine adanan bu yılki festival, sanatın gücüyle göçün zorluklarını, başarılarını ve geride bırakılan izleri ele aldı.
Sanat ve Toplumun Buluşma Noktası
2009 yılında mütevazı bir organizasyon olarak yola çıkan Altın Hilal Film Festivali, bugün itibarıyla uluslararası bir platforma dönüştü. Sinema aracılığıyla toplumsal meseleleri gündeme taşıyan festival, bu yıl da hem sanatsal hem de kültürel açıdan dolu dolu bir program sundu.
Etkinliğin açılışı, Altın Hilal Kültür ve Sanat Komisyonu Başkanı Fevzi Yükseldi’nin anlamlı konuşmasıyla yapıldı. Yükseldi, sinemanın yalnızca bir eğlence aracı olmadığını, aynı zamanda insanları bilinçlendirmek ve toplumsal farkındalık yaratmak için güçlü bir mecra olduğunu belirtti. Konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Bu festival, insanları uyandırmak ve bilinçlendirmek için var. Göçmen bir toplum olarak burada varlık göstermemizi sağlayan ilk neslin fedakârlıklarını unutmamak ve gelecek nesillere aktarmak bizlerin görevi. 60 yıl önce dilini bilmedikleri bir ülkede en ağır işlerde çalışan, büyük fedakârlıklarla bu topraklarda kök salan o ilk nesil sayesinde bugün buradayız.”
Türkiye Cumhuriyeti Bern Büyükelçisi Fazlı Çorman ise sanatın evrensel diliyle toplumları birleştirdiğine vurgu yaptı. Çorman, “Sanat ve kültür, ülkelerin ruhudur. İsviçre’deki Türk toplumu, kültürel etkinliklerle hem kendi değerlerini tanıtıyor hem de toplumun ayrılmaz bir parçası haline geliyor,” dedi.
Abdullah Kasapoğlu: Sanat İnsanı ve Toplumu Yüceltir
Etkinlikte konuşan Abdullah Kasapoğlu ise sanatın toplumsal mesajlar taşıyan güçlü bir araç olduğuna dikkat çekti. Konuşmasında, sanatçıların içten çabalarına ve fedakârlıklarına vurgu yaparak şunları söyledi:
“Sanat, toplumları birleştiren bir köprü gibidir. Bugün burada Türkiye’den gelen sanatçılarımız, sadece sanatı değil, aynı zamanda Türkiye’nin kültürel zenginliklerini de taşıyarak bizlere ışık tutuyor. Sanatçı dostlarımız, bir pazarlık ya da kazanç derdi olmadan bu coşkuyu paylaşmak için buradalar. Onların bu fedakârlığı, sanatın ve sanatçının yüce gönüllülüğünü bir kez daha gözler önüne seriyor. Sanatçılar, toplumların gönlünü fetheden insanlar olarak geleceğimizi şekillendiriyor. Bu nedenle bu festivalin her geçen yıl daha da büyümesi, hepimiz için bir gurur kaynağıdır.”
Kasapoğlu ayrıca gençlere seslenerek, sinemanın toplumsal mesajları ulaştırmadaki gücüne dikkat çekti. Gençlerin sanata daha fazla eğilmesi gerektiğini ifade ederek, sanatın yalnızca bireysel bir başarı değil, aynı zamanda kültürlerarası bir iletişim aracı olduğunu vurguladı.
Göçün 60. Yılında Anlamlı Bir Sergi
Bu yılki festival, İsviçre’ye Türk göçünün 60. yılına ithafen özel bir sergiye ev sahipliği yaptı. Sergi, Türk toplumunun İsviçre’ye yerleşme sürecinde karşılaştığı zorlukları ve elde ettiği başarıları görsel bir dille ziyaretçilere aktardı. Sergi, İsviçre’deki Türk toplumunun nasıl kök saldığını, bu topraklarda nasıl bir gelecek inşa ettiğini ve bu sürecin toplumsal hafızadaki yerini etkileyici bir şekilde gözler önüne serdi.
Sanatla Taçlanan Bir Gece: Ödül Töreni
Festivalin en dikkat çekici bölümü şüphesiz ödül töreniydi. Gecede kısa film yarışmasının kazananları, sanat dünyasının değerli isimlerinden oluşan jüri tarafından belirlendi. Jüri üyeleri arasında Hakan Boyav, Adnan Biricik, Haldun Ulvi Alacaktaptan ve Mustafa Uğur gibi usta isimler yer aldı.
Ödül kazananlar ise şöyle sıralandı:
• En İyi Film Ödülü: Ali Gürbuğa’nın yönettiği Yüzleşme filmi.
• En İyi İkinci Film: Zübeyir Özay’ın Hidayet filmi.
• En İyi Üçüncü Film: Muhammet Yaşartürk’ün Multi Consume filmi.
• En İyi Oyuncu Ödülü: Abdussamet Yılmaz (Hidayet filmindeki performansıyla).
Jüri Özel Ödülü ise yönetmen Ayşegül Kasaboğlu’na takdim edildi. Ödül töreni sırasında jüri üyeleri, genç yeteneklerin sinema dünyasına kazandırılmasının önemini vurguladı ve Türk sinemasının uluslararası alanda daha güçlü bir yer edinmesi gerektiğine dikkat çekti.
Bir Kültür Sanat Şöleni
Festivalde sinema ve serginin yanı sıra birçok kültürel etkinlik düzenlendi. “Bizim İstasyon” adlı tiyatro grubu sahne alarak katılımcılara unutulmaz bir gösteri sundu. Çocuklar için ayrılan özel oyun alanı, ailelerin de festivale yoğun ilgi göstermesine vesile oldu.
Geleceğe Güçlü Bir Mesaj
Fevzi Yükseldi’nin konuşmasında belirttiği gibi, Altın Hilal Film Festivali yalnızca bir sinema festivali değil, aynı zamanda bir toplumsal bilinçlendirme platformu. Göç hikâyesini sanatla birleştirerek geçmişi unutmayan ve geleceğe güçlü mesajlar taşıyan festival, her geçen yıl daha büyük hedeflerle yoluna devam ediyor.
14. Altın Hilal Film Festivali, yalnızca İsviçre Türk toplumunu değil, farklı kültürlerden insanları da bir araya getirerek, sanatın birleştirici gücünü bir kez daha gözler önüne serdi. Göçün 60. yılını anan bu anlamlı organizasyon, İsviçre’nin kültürel hayatında derin bir iz bırakarak sona erdi.
Bu haber toplam 1583 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.