Vaktiyle bir alim çocuğuna şöyle bir nasihatte bulunur.

“Ey Oğul beş sınıf insanla konuşma, arkadaş olma”

Oğluda;

“Babacığım, canım sana fedâ olsun! Beş sınıf insan kimdir? diye sormuş.

Babası demiş ki:

“Fâsık (Allah’ın emirlerine uymayan) kimse ile arkadaş olma.

Çünkü o seni bir lokma yemeğe, belki de bundan daha az bir menfaate satar.” “Daha azı nedir?” diye sormuş. “Daha azı, elde etmek için hırslı olup da elde edemediği şeydir.”

“Babacığım ikincisi kimdir?”

“Cimri ile arkadaş olma! Çünkü o, çok muhtaç olduğun bir zamanda, malını korumak için seninle alâkasını keser.

“Üçüncüsü kimdir?”

“Yalancı ile arkadaş olma! Çünkü o serap gibidir; yakın olanı sana uzak gösterir.”

“Dördüncüsü kimdir?”

“Ahmak ile arkadaş olma! Çünkü o, sana faydalı olmak isterken zarar verir.”

“Babacığım beşincisi kimdir?”

“Sıla-ı rahmi terk eden, yakın akrabalarıyla münasebeti kesen kimse ile arkadaş olma!

Yukardaki kıssadan da anlaşılacağı üzere arkadaşlık, dostluk kuracağımız kişilere çok dikkat etmeliyiz. Daha düne kadar yan yana, kol kola gezdiğiniz ve dost zannettiğiniz kişiler, fırsatını bulur bulmaz arkanızdan kuyunuzu kazmaya çalışıyorsa işte yukardaki beş kurala uymadığınız anlamına gelmektedir.

Değerli okurlar, ebeveynler olarak çocuklarımızın kimle arkadaşlık yaptığını, kimlerle dolaştığını yakinen takip edip, onları gelebilecek her türlü kötülükten koruma anlamında kontrol altında tutmalıyız. Bu tutum ve davranışlardan dolayı çocuklarımız bizi eleştirebilir, hatta bizimle kavga edebilir. Ama sonuçta onların iyiliği söz konusu olduğu için kontrolü elde bırakmamak gerekir.

Şu an Avrupa da yaşayan bizler çocuk yetiştirme konusunda çok sıkıntı çekiyoruz. Çünkü çocuklar iki farklı sosyal alan olan ev ve okul arasında sıkışıp kalıyorlar. Okul ve dışarda bizim gelenek ve kültürümüzden çok farklı bir alan varken, evde ise Türkiye temelli bir sosyal alan söz konusu. Durum böyle olunca sosyal bir çatışmanın yaşanmaması imkansız gibi. Bu durumda bizlere çok iş düşmekte olup bu iki farklı sosyal alan arasındaki dengeleri iyi kurmak zorundayız.

Anne ve babanın yoğun çalıştığı, çocuklarla iletişimin çok az olduğu ailelerde sorunların daha çok olduğu, çocukların ailelerinden alamadığı ilgiyi dışarda aradıkları tespit eilmiştir. Tabi bu durum çocukların ailelerinden kopmasına, yanlış arkadaşlıklar ve ilişkiler kurmasına zemin hazırlamaktadır.

Çocuklarımıza güven konusunda destek verelim ama onları başıboş bırakmayalım. Onlara hissettirmeden kiminle arkadaşlık ediyor, kimlerle görüşüyor ve yapabiliyorsak sosyal medya hesaplarını ve telefonlarını sık sık kontrol edelim. Yoksa her şey için geç olabilir.

Şu söz daima kulağımıza küpe olsun, “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.”