TOPLUMSAL HASTALIK HASED
TOPLUMSAL HASTALIK HASED
Değerli okuyucularım,
Bu ayki yazımı toplumsal bir hastalık haline dönüşen, ancak ruhsal bir hastalık olan “Hased” üzerine yazmaya karar vermem çokta zor olmadı. Hased kelime anlamı olarak ‘Kıskançlık, çekememezlik’ anlamlarına gelmektedir.
Son günlerde insanoğlunda şahit oldugumuz ruh hali bozukluklarının kaynağı kanaatimce Hased. Özellikle son günlerde maalesef çokça buna sahit oluyoruz.
Hased, tedavisi mümkün olmayan en öldürücü ahlâk hastalıklarındandır. Hased kimse, başkasının iyiliğine ve elindeki nimetlere üzülür, hatta bu nimetlerin onun elinden gitmesini ister. Gitmediğinde üzüntüsü artar. Bu hususta denilir ki: ‘Hased öyle bir ruh hastalığıdır ki, ona hiç bir doktor çare bulamaz. Yeter ki Allahu Tealâ’nın yardımı tahakkuk etsin.' Bu nedenle hased, Müslümanın hayırlı amellerini yok eden çok çirkin bir ahlâktır. Hasid yani Hased kişi, Allahu Tealâ’nın vermiş olduğu nimetin kıskandığı kimseden çıkmasını istediğinden hiçbir zaman rahat ve huzur içinde olmaz.
Kur'an-ı Kerim’de hased duygusu ve bunun doğuracağı davranışlar önemsiz sayılmamıştır. Gerek Hazreti Âdem Aleyhisselam'ın iki oğlu arasında cereyan eden beşeriyetin ilk cinayetinin ve gerekse Hazreti Yusuf Aleyhisselam’ın, kardeşleri tarafından kuyuya atılması olayının asıl sebebini kardeşler arasında doğan hased duygusunun teşkîl etmesi gerçekten düşündürücüdür. Hazreti Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bütün günahların kaynağı olan üç şey arasında; İblis'i Hazreti Adem Aleyhisselam’a secde etmemeye sevk eden kibri; Hazreti Âdem Aleyhisselam’ın iki oğlunun birbirleriyle dövüşüp kardeşini öldürmeğe ve kardeşlerinin Hz. Yusuf Aleyhisselam’ı kuyuya atmaya sebep olan hased’i saymaktadır. Bunlardan kaçınmamızı istemektedir. Bu yüzden fesat, nefsin kınanmış olan kötü ahlâkındandır.
Kendini seven ve menfaatini bilen insan hased yolunu tutmaz. Çünkü hased başkasının saadetini çekememe yüzünden, insanın kendi ruh âlemini perişan etmesidir. Rakibine kızarak kendini bıçaklamak gibi bir şey. Bilmiyorum ki, bu ruh hastası kardeşlerimizi nasil tedavi etsek diye düşünmeden edemiyorum. Psikolojik sorunlardan kaynaklandığı aşikar. Ancak ben genede yüce kitabimiz Kur`an-ı Kerim’den iki Ayet Kerime ve iki Hadis-i Şerif ile yazıma son veriyim.
Yüce yaratıcımız Allahu Teala Kitabı Kur`an-ı Kerim de söyle buyurmaktadir;
Nisa Suresi 54.cü Ayet; "Yoksa onlar, Allah'ın lutuf ve kereminden bağışladığı nimetlerden dolayı insanları mı kıskanıyorlar? Evet, biz İbrâhim'in soyuna kitabı ve hikmeti verdik; onlara büyük bir mülk ve hâkimiyet bahşettik."
Bakara Suresi 11.ci Ayet; Onlara "Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayın!" dendiği zaman, "Biz ancak ıslah edicileriz." derler.
Allah hepimizi; Görüntüsü temiz ama kalbi kirli olanlardan, Yüzümüze gülen ama arkamızdan fesatlık yapanlardan, Sözleri sağlam ama zihniyeti bozuk olanlardan korusun.
Kalbi fesat olan insanın dostluğundan düşmanlığını tercih ederim.
Peygamber efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuşlardır;
"Haset etmekten sakının. Zira, ateşin odunu (veya otları) yiyip bitirdiği gibi haset de iyilikleri yer bitirir." (Ebû Dâvûd, Edeb, İbni Mâce)
“Bir kulun kalbinde iman ile haset bir arada bulunmaz.” (Nesâî, Cihâd)
Değerli dostlar, sadece karşımızdaki insanları taktir etmesini öğrendiğimiz zaman, bu hased hastalığından kurtulabiliriz. Takdir ve teşekkür etmekten zarar gelmez. Gelse gelse iyilik gelir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.