Ömer Bolat tecrübelerini MÜSİAD üyeleriyle paylaştı
MÜSİAD 3.dönem Genel Başkanı Ömer Bolat “Tanı, Tanıştır Ticaret yap” etkinliğinde iş dünyasındaki tecrübelerini aktardı.
ZÜRİH-Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği MÜSIAD Switzerland şubesi tarafından düzenlenen “Tanı, Tanıştır Ticaret yap” etkinliğine konuşmacı olarak MÜSİAD 3. dönem Genel Başkanı Ömer Bolat ve Dostlar Divanı Başkanı yazar Sami Özey katıldı.
Türkiye’nin Zürih Başkonsolosu Hasan Emre Uygun, Bern Büyükelçiliğimizin temsilcisi Burak Bahçeci, Merkez bankası temsilcisi Orhan Kandar, Musa Aydın MÜSİAD’ın
Avrupa’daki Ticareti ve İhracatı Geliştirme Başkanı, Şerif Yıldız Avrupa’daki Ticareti ve İhracatı Geliştirme YK üyesi, Muhsin Kıdık Müsiad Frankfurt Baskanı ve Deik İsviçre Başkanı Zeki Yıldırım’ın katıldığı etkinliğe çok sayıda iş insanı katılarak konuşmacıların tecrübelerini dikkatlice takip etti.
Program MÜSIAD Switzerland başkanı Ahmet Erbil hoşgeldin konuşmasıyla başladı. Erbil “İki yılı aşkın korona salgını nedeniyle bir araya gelemedik. Bu toplantımız bir taraftan hasret gidermek diğer taraftan da birbirlerinden farklı altın değerinde tecrübelere sahip olan başkanlarımızın tecrübelerinden istifade etmek için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bir araya gelmenin bereketiyle toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi.
Daha sonra program Zürih Başkonsolosu Hasan Emre uygun, Merkez Bankası temsilcisi Orhan Kandar Yuvam hesabı ile alakalı sunum yaptı. Onu takiben Sami Özey’in hoş sohbetinden sonra MÜSİAD’ın Avrupa’daki Ticareti ve İhracatı Geliştirme Başkanı bir konuşma yaptı.
Son olarak MÜSİAD 3.dönem Genel Başkanı Ömer Bolat MÜSİAD İsviçre şubesinin 2014 yılında kurulduğu zaman küçük bir fidan olduğunu şimdi ise gür bir ağaca dönüşerek geliştiğini belirterek, Türkiye'nin son 63 yılda yaşadığı ekonomik krizleri anlatarak örnekler verdi.
Ömer Bolat, MÜSİAD’ın kuruluşu 1990 yılıdır. 12 kurucu üyesinden birisiyim. Hedefimiz ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınma adına katkı vermek için projeler, faaliyetler, organizasyonlar, raporlar, mesleki birliktelikler ve güç birliği yapmaktı. Kuruluşumuzla birlikte dünyada ve ülkemiz de ekonomik finans krizleri yaşandı.
1959-2001 yılları aradın da Türkiye'de 16 ekonomik kriz yaşandı. 2-2,5 yılda bir kriz oldu. Tamamen kendi iç nedenlerimizden oluşan krizler dış ticaret ve cari işlemler açıkları. Aşırı bütçe açıkları ve ağır kamu borçlanması. Banka yolsuzlukları ve banka iflasları. Her defasında IMF'den yardım talebi ile, 19 defa stand-by acı reçete anlaşmalar yapıldı. iki yıla
bir bu kısır döngü devam etti.
2001-2021 arasında Kur-faiz sarmalının baskı altına alındığı geçici dönemler oldu. Mayıs 2005, Mayıs 2006, küresel kriz.
2008-2009, Gezi olaylar, Mayıs-Haziran 2013.
17-25 Aralık 2013 darbe girişimi, 15 Temmuz 2016 asker darbe girişimi, daha sonra Nisan-Mayıs 2018 kur artışı. 10-13 Ağustos 2018 kur artısı, ve 2021 Ekim-Kasım-Aralık kur artışı.
Türkiye 2003-2021 yılları arasındaki süreçte: Bütçeyi dengeye yakın tutmak, kamu borçlanması ihtiyacını düşük tutmak, enflasyonu 19 yılın 14' ünde tek hanede tutmak, kapsayıcı ve istikrarlı büyüme, ihracatı teşvik yoluyla
büyüme ve dış ticaret açığı ile cari işlemler açığını tolere edebilir rakamlarda tutmayı başardı. "Temel faktör piyasalarda ve ekonomide güven-istikrar-öngörülebilirlik ve belirlilik" kavramlarını daima korumak olmuştur.
Bu arada, ülkemizin altyapısı ve üstyapısı tamamen yenilenmiş, enerji tüketimi, büyüyen ekonomi ve dünya
ile rekabet edebilecek standartların seviyesine çıkarılmıştır
2021 Ekim-Kasım-Aralık aylarında enflasyon-döviz kuru-faiz tartışmalar ve Merkez Bankasının kararları
bağlamında maalesef bir türbülans yaşandı. Türkiye' yi faiz-döviz sarmalında kuşatma çabaları önce algıyı bozmuş ve hızla döviz kuru-TL çaprazında "spekülasyon yap, para kazan, döviz artınca fiyatlar artsın ve hükümet düşürülsün" kaosu oynanmıştır.
20 Aralık 2021 aksam, tarihi bir kararla TL’yi desteklemeyi amaçlayan kur korumalı TL mevduat, altın korumalı TL mevduat hesaplar kararlar, türbülans-spekülasyon kur dalgalanmasını sona erdirmiştir. Milli
ekonomi ve milli parada kalanlar sevindi, "spekülasyon yapalım, rantlarla cep dolduralım, hem de hükümet böylece düşecek" diye düşünenler üzüldü. Şu anda mali piyasalarda bir dengelenme-toparlanma süreci yaşanıyor. Salgına rağmen Türkiye 2020 yılında yüzde 1,1 2021 yılında rekor kırarak yüzde 11 ve 2022’nin ilk çeyreğinde yüzde 7,3 büyüdü. Türkiye krizleri fırsata dönüştürdü. Yeni imkanlar e-ticaret, evden çalışma, ev ofis, online eğitim modelleri gelişti. Salgın döneminde kimya, tarım, sağlık, gıda, kargo kurye ve e- ticaret büyük atak yaptı. Şimdi ise Rusya Ukrayna savaşı ve beraberinde yaşanan enerji yetersizliği, ve fiyatların artışı, savaşın belirsizliği ve gıda krizi ve kıtlık gibi tehlikeler devam ederken Türkiye böyle bir dönemde uluslararası dengeleri koruyarak hem dış politikada hem de ekonomide yararlı adımlar atıyor. Biz de iş insanları olarak ülkemizin bu mücadelesine destek olmalıyız” dedi.
Bu haber toplam 3186 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.