ZÜRH- Son yıllarda panik atak vakalarında belirgin bir artış yaşandığı ve özellikle genç kadınların bu durumdan etkilendiği bildirildi. İsviçre’de yapılan araştırmalara göre, 20-30 yaş arası kadınlar arasında kaygı bozuklukları ve panik ataklar hızla yaygınlaşıyor. Bu durum, uzmanları ve sağlık sistemini harekete geçirmiş durumda.

Vakalar Neden Artıyor?

Uzmanlar, panik ataklardaki artışı modern yaşamın stresli koşullarıyla ilişkilendiriyor. Sosyal medya baskısı, iş dünyasında artan rekabet, ekonomik belirsizlikler ve yüksek beklentiler, genç kadınların üzerindeki psikolojik baskıyı artırıyor. Ayrıca pandemi dönemi ve sonrası yaşanan yalnızlık hissi ve belirsizlik, bu süreci daha da ağırlaştırdı.

Panik Atak Nedir?

Panik atak, genellikle aniden ortaya çıkan yoğun korku ve kaygı nöbetleridir. Kalp çarpıntısı, nefes darlığı, baş dönmesi, terleme gibi fiziksel belirtilerle kendini gösterir. Bu durum, bireylerin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir ve uzun vadede psikolojik destek gerektirebilir.

Genç Kadınlar Neden Daha Fazla Etkileniyor?

Araştırmalara göre, genç kadınlar toplumsal roller, güzellik standartları ve kariyer baskısı gibi nedenlerle daha yüksek bir stres düzeyi yaşıyor. Ayrıca hormonal değişiklikler ve biyolojik faktörler de kadınları panik ataklara daha yatkın hale getirebiliyor.

Uzmanlardan Çözüm Önerileri

Psikologlar ve terapistler, panik ataklarla başa çıkmak için şu önerilerde bulunuyor:
• Düzenli Egzersiz: Fiziksel aktivite, stres hormonlarını azaltarak rahatlama sağlar.
• Mindfulness ve Meditasyon: Bilinçli farkındalık uygulamaları, kaygıyı kontrol etmeye yardımcı olabilir.
• Sosyal Destek: Aile ve arkadaşlarla güçlü bağlar, yalnızlık hissini azaltır.
• Profesyonel Yardım: Terapi ve gerektiğinde ilaç tedavisi, panik bozukluklarında etkili çözümler sunar.

Toplum ve Sağlık Sistemine Çağrı

Uzmanlar, panik atakların artışını ciddiye alarak farkındalık kampanyalarının düzenlenmesi ve ruh sağlığı hizmetlerinin genç kadınlara daha erişilebilir hale getirilmesi gerektiğini vurguluyor.

Bu endişe verici artışın nedenlerini anlamak ve genç kadınları desteklemek, hem bireysel hem de toplumsal bir sorumluluk olarak karşımıza çıkıyor.