SEÇİM ÖZEL / Cemil Baysal  / BERN - Son yıllardaki çıkışıyla dikkat çeken Yeşiller Partisi 10 bin aktif üyeye sahip. Yeşiller ayrıca Türkiye kökenli adayların sıkca tercih ettiği siyasi partiler arasında.  Yeşiller Partisi POST'un 20 Ekim seçimleri, Türkiye-İsviçre ilişkileri ve entegrasyon konularına dair sorularını yanıtladı. 

-Partinizin göç politikası ve İsviçre'de yaşayan göçmenlerle ilgili görüşleri neler?

İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana, daha önce hiç bu kadar çok insan sığınma aramamış ve kaçmak zorunda olmamıştı. Biz YEŞİLLER bariyerler duvarlar yerine köprülerden yanayız: Her insanın güvenli ve onurlu bir yaşama sahip olması ve güvenli kaçış yollarının olmasından yanayız. Ek olarak politikamızla, göçün ve kaçışın sebepleri ile mücadele ediyoruz ve politikamızla mücadele ediyoruz ve kimsenin ülkesini iradesine karşı terk etmek zorunda kalmamasını sağlamak istiyoruz.
Avrupa ve İsviçre'ye güvenlik ve umut arayışı içinde gelenler adil yargılanma ve sosyal dayanışma hakkına sahiptir. Yetkili makamların mevcut politikaları, sığınmacılar için sıkca insanlık dışıdır, ayrıca göçmenlere çok sınırlı haklar tanımakta ve yasal statüsü olmayanları, uygun olmayan koşullarda yaşamaya zorlamaktadır. Bu politika, yabancı düşmanlığı ve ırkçılık için bir üreme alanı haline geliyor.
Kağıtsızlar için kolektif bir kabul politikasının yanısıra, kolaylaştırılmış vatandaşlık, sığınma hakkı, yabancılar için siyasi haklar ve kaçmak zorunda olan insanların cömert hoşgörülü bir şekilde karşılanma çağrısında bulunuyoruz.

-Partiniz İsviçre'nin Türkiye ile siyasi ve ekonomik ilişkilerini nasıl görüyor?
Biz Yeşiller, Türkiye'deki kötüleşen insan hakları durumunu çok endişe ile izliyoruz. Yeşiller için, Türkiye ile İsviçre'nin Ekonomik İşbirliği Türkiye'deki nsan hakları durumunun olumlu bir gelişimiyle  bağlantılı. Bu nedenle. Özellikle, Federal Konsey'in Türkiye'nin Kuzey Suriye'deki uluslararası hukuka karşı sürdürdüğü savaı hakkında net bir görüş bildirmesini ve BM'nin Suriye'deki durumla ilgili 2401 sayılı kararının uygulanmasını sürekli olarak desteklemesini bekliyoruz. Biz, Yeşiller olarak genellikle silah üretimi ve teslimatlarına karşıyız. Şu anki durum göz önüne alındığında, Türkiye'ye silah sevkıyatı bizim için makul değildir. Yeşiller olarak Türkiye ile yapıcı bir siyasi diyalotan yanayız. Diplomatik ilişkilerinde İsviçre, Avrupa'da insan hakları, barış inşası ve Dayanışma göç politikasını teşvik etmelidir.

-Türkiye kökenli vatandaşların siyasete ilgisini yeterli buluyor musunuz?
(İsviçre) siyasete olan ilgi hakkında genel bir açıklama yapamayız ve istemiyoruz. Bununla birlikte, Sibel Arslan (Basel-Stadt Ulusal Meclis Üyesi) ve Kanton parlamentolarında (Örn.Haşim Sancar, Bern büyük Meclis Üyesi) ve şehir parlamentolarında onlar gibi Yeşillerden Türkiye kökenli bay ve bayan arkadaşlarımızın siyaset yaptığını vurgulamak istiyoruz. Tabii ki, biz Yeşillerde bir görevli olmadan, gönüllü olarak değerli işler yapan birçok üyemiz var.

-Başarılı bir entegrasyonu nasıl tanımlarsınız? Partinize göre ne zaman bir göçmen en iyi biçimde entegre olmuş sayılır? Partiniz ülkeye gelen göçmenlerden ne bekliyor?
Entegrasyon, bir ülkenin sosyal, ekonomik ve politik hayatına katılım anlamına gelir. Katılım karşılıklı bir süreçtir. Hem İsviçre vatandaşları hem de çeşitli kökenlerden gelen göçmenlerin bu süreç hakkında açık fikirli olmaları gerekmektedir.
Genel sosyal uyum ve başarılı entegrasyon için en önemli ön koşul, hem İsviçreli hem de göçmenlerin eşit fırsatlara sahip olup hepsinin dahil edilmesidir.
Bu nedenle Yeşiller, milliyet, etnik ve sosyal köken, cinsiyet, cinsel yönelim, yaş, din vb. anlamında herhangi bir dışlanma ve ayrımcılığa açık ve net bir şekilde karşı çıkıyor.
Göçmenler ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel hayatına ve gelecekteki perspektiflerin gelişmesine önemli ölçüde katkıda bulunur.
İş, barınma, eğitim, sağlık, kültür ve bilgi gibi önemli sosyal toplumsal değerler, bu ülkede yaşayan herkes tarafından erişilebilir olmalıdır. Ek olarak ülkeye yeni gelenler için, toplumumuzda bir arada yaşayabilmemizi kolaylaştıran imkanlar teklifler sunulmalıdır.

Biz YEŞİLLER, başarılı bir entegrasyon için aşağıdaki gereksinimlerden yanayız ve savunuyoruz:
• İsviçre'de en az beş yıldır yaşayan göçmenler için yerel ve kanton düzeyinde oy kullanma ve oy kullanma hakkını istiyoruz.
• Gençlerin ikamet durumlarına göre eğitim yasağını açıkça reddediyoruz. Çünkü entegrasyon, özellikle işgücü piyasası ve eğitim entegrasyonu anlamına gelir. Bu özellikle gençler için önemlidir.
• Geçici kabulün durumu daha kararlı hale getirilmelidir. 
Yeşiller olarak, geçici olarak kabul edilen kişilerin daha güvenli bir koruma statüsü almalarını ve böylece sosyal ve profesyonel entegrasyon imkanlarından yararlanmalarını ve aile birleşimi olanaklarından faydalanmalarını talep ediyoruz.

-Seçim öncesi Türkiye kökenli seçmenlere çağrınız nedir?
20 Ekim seçimleri büyük bir fırsat: hoşgörülü, insan hakları ve karşılıklı saygıya dayanan bir toplumun temellerini birlikte atabiliriz. 
Ve sağcı popülizm ve ırkçılığa karşı yüksek sesle ve net direnenler için. İklimi ve çevreyi koruyan ve herkes için eşit fırsatları teşvik eden bir toplum için. Bu nedenle, tüm seçmenlerin seçimlere katılması şarttır. 
Değerli Türkiye kökenli seçmenler: Yeşillerin politikası hakkında kendinizi bilgilendirin (www.gruene.ch) ve ikamet ettiğiniz Kantonlarda Yeşiller temsilcilerini seçin. Siyasi çalışmalarımız hakkında herhangi bir sorunuz varsa, size bilgi vermekten mutluluk duyarız. 

Yeşiller Başkanı Regula Rytz. 57 Yaşındaki Bayan Rytz 2016 yılından bu yana Yeşiller Başkanı. 

-Neden partinize ve adayınıza oy versinler?
açık, sosyal, dayanışmacı ve ekolojik bir İsviçre'yi temsil ediyoruz.
Sosyal uyumu ve geleceğe yönelik kalkınmayı teşvik etmek için eşit fırsatlarla beraber toplumun her kesiminin dahil edilmesini talep ediyoruz.

-Son olarak; Türkiye kökenli İsviçreli göçmenlere göndermek istediğiniz mesajlar nelerdir?
Biz Yeşiller İsviçre'ye göç etmiş insanların siyasi ve sosyal katılımını destekleriz. Ve kültürel çeşitliliği zenginleşme olarak görüyoruz. Etnik kökeni ve ırkı ne olursa olsun bu insanlara hoşgörülük demokrasimizin temel taşıdır. Bu düşünceyle, İsviçre'deki Türkiye kökenli insanları sosyal hayata katılmaya ve fırsatları kapsamında politik olarak katkıda bulunmaya teşvik etmek istiyoruz. Göç geçmişi olan her kişi vatandaş olma imkanından yararlanmalıdır.

Yasal Uyarı: İzinsiz kopyalanamaz