Gönül Kahvesi CEO’su Kemal Yardımcı, seyahat hobisini işiyle birleştirerek dünyayı dolaşıyor. Türk kahvesini tüm dünyaya tanıtma misyonuyla seyahat eden Yardımcı, bu yolculukları esnasında snowboard ve wakeboard’un da tutkunu olmuş. Yardımcı, iş seyahatlerinin sonucunda Bahreyn, Almanya, Avusturya ve Saraybosna’da mağaza açtıklarını söylüyor ve “Seyahatlerimde ilk önceliğim o bölgenin yemeklerini keşfetmek oluyor. Sonrasında tarihi dokusunu inceliyorum. Her seyahatimden öğrenebildiğim kadar çok öğrenmeye çalışıyorum” diyor. Gönül Kahvesi CEO’su Kemal Yardımcı, seyahat tutkusunun kendine kattıklarını şöyle anlatıyor:

“İŞ VE SEYAHAT AYRILMAZ PARÇALARIM”

“Küçük yaşlarımdan bu yana yurt dışına çıkmaya başladım . Seyahat benim için olmazsa olmaz derecede önemli. Yeni yerler keşfetmek, insanlarla iletişim kurmak, arkadaş-dost boyutlarına ulaşmak en büyük hobilerimden biri oldu. Bu nedenle valizimi alıp tek başıma sehayatlere çıkıyorum. Türk kahvesini tanıtma misyonum bu yolculuklarımın en önemli hedefi. Bu sayede dünyanın pek çok bölgesinde dostlarım, iletişimi hiç koparmadığım arkadaşlarım var. Seyahatlerim esnasında snowboard ve wakeboard’un da tutkunu oldum. Adrenaline bağlı hiçbir şeyden vazgeçemem. Her seyahatimde aynı zamanda fizibilite yapıyorum. Her detayı inceliyorum. Benim için iş ve sehayat ayrılmaz parçalar. Dünyadaki güzel lokasyonları incelerken Gönül Kahvesi açma düşüncesi hep zihnimde canlanıyor. Daha önce 4 ülkede Gönül Kahvesi operasyonunu da bu sayede tamamladık. Bahreyn, Almanya, Avusturya ve Saraybosna’da mağazalarımız var. Buralarda kendi kahvemizi büyük keyifle içerken yabancıların da aynı keyifle Türk kahvesi tükettiğini görmek dünyanın en büyük mutluluklarından birine dönüşüyor. İşimin zevkle yaptığım bir diğer kısmı da mağazaların iç mimarisi. İç mimariden büyük keyif alıyorum.

“ÖNCE YEMEKLERİ KEŞFEDİYORUM”

Seyahatlerimde daha çok tropik bölgeleri seviyorum. Yaz insanıyım, Hawaii’den cok etkilenmiştim. Özellikle Maui Adası’nın el değmemiş doğasını görünce büyülendim. Los Angeles ve Miami’nin de benim için yeri ayrı. Amerika’nın birçok yerini gezdim ama en çok buraları beğendim. Avrupa’nın da pek çok yerinde bulundum. Avrupa’da keşfetmediğim sayılı yer aklmıştır ama bu bölgede de favori şehirlerim Milano, Venedik ve Roma. Avrupa’da tarihi dokuyu, müzeleri, kiliseleri görmek mesleki açıdan da çok ilgimi çekiyor. Seyahatlerimde ilk önceliğim o bölgenin yemeklerini keşfetmek oluyor. Sonrasında tarihi dokusunu inceliyorum. Her seyahatimden öğrenebildiğim kadar çok öğrenmeye çalışıyorum.”