Haber: Cemil Baysal

ZÜRİH - İngiltere'den bir anne ve kızı İsviçre'ye Dignitas'ın ölüm hizmetinden yararlanmak üzere seyahat eder. Aslında sadece anne ölmeliydi. Ama sonunda ikisi de öldü, şimdi savcı araştırıyor.

95 yaşındaki bir İngiliz kadın, dünyaca ünlü "İsviçre Ölüm Hizmeti" ni seçti. Kanser olan kadın yabancılar için intihar yardımının yasal olduğu tek ülkeye seyahat ediyor. Exit adlı ölüm hizmeti veren kuruluş, 2017 yılında 734 destekli ölüm hizmetiyle en büyük İsviçre destekli intihar kuruluşu olmasına rağmen, sadece yerlilere hizmet verdiği için söz konusu değildi. Sektörün iki numarası olan Dignitas, yılda 222 vaka ile ölüm turizmi konusunda uzmanlaşmış bir kurum. Böylece yaşlı İngiliz kendi isteğiyle hayatına son vermek üzere Dignitas'a Zürih'e uçar. Ona son yolculuğunda ise 58 yaşındaki kızı  eşlik ediyor. Yaşlı anne tek gidiş uçak bileti alırken, kızı bir dönüş uçuşu rezervasyonu yaptırmıştı. Ama onun koltuğu da artık boş kalacak.

Annenin gönüllü olarak öleceği gün kızı rahatsızlanıyor

2016 yılında anne için planlanan intihar günü, anne ve kızı Dignitas yurtlarına taşındı. Saat 11'de beklenmedik bir drama başlıyor. Aniden kız annesinden daha kötü durumda. Rahatsızlıktan şikayet ediyor ve birkaç kez kusuyor. Ölmekte olan bir diğer hastanın refakatcısı Dignitas karargâhı aracılığıyla acil doktor çağırır. Saat 12’den  kısa bir süre sonra doktor gelir ve 58 yaşındaki Temesta adlı bayana, bir sakinleştirici iğnesi enjekte eder. Bayan bir saat sonra bilinçsiz hale geliyor, ama hala nefes alıyor.

Aynı günün öğleden sonrası, 58 yaşındaki kadının kocası, eşinin annesinin ölümü sırasında onunla dayanışma göstermek, yardımcı olmak sonrasında da evine eşlik etmek için Zürih'e gelir. Otele vardığında, hemen Dignitas'a gelmesi gereken mesaj alır. Saat 17: 30'da eşinin bulunduğu odaya gelir ve korkar. Karısı kanepede öne eğilmiş, garip nefes sesleri çıkarır ve ağzında köpük var..

Doktor kocayı durum hakkında bilgilendirir: Sadece yatıştırıcı sakinleştirici bir iğne enjekte ettiğini anlatır. Şimdi ‘’ama’’ içeren iki seçenek vardır.  Ya annesinin alması gereken panzehiri önce ona verir  Ya da kadın masrafları kendilerinin üstelnmesi gereken bir tedavi için  hastaneye götülür. Kocası, doktorun karısı için en iyisini yapmasını öneriyor. Doktor ilk varyantı seçer ve kadını odada bırakır. Odada Dignitas 'dan iki ölüm refakatcısı kalır.

Ölüm refakatcısı olarak çalışanlar Cankurtaran oluyor

Saat 6 ' da kadın nefes almaya başlıyor. Ölüm görevlileri kadının hayatını kurtarmak için bir resüsitasyon başlatıp acil sağlık yardım ekibini arıyor. Kısa bir süre sonra, bir ambulans ve bir kurtarma helikopteri geliyor. Dignitas doktoru ambulans görevlilerinin eline ‘’şüpheli opioid zehirlenme’’ aşırı dozajda ağrı kesici kullanımı anlamı geleen notu sıkıştırır. Artık nabız fark edilmez. Sağlık görevlileri kadını yapay olarak nefes aldırır, kardiyovasküler sistem yine çalışır, ama o derin bilinçsizlik içinde kalır.

Helikopterle, eşiyle beraber Zürih Üniversitesi Hastanesi 'ne giden kocası onun yanında kalır, Akşam 19,50 de hastaneye geliyor ve Tanı: şiddetli-beyin hemoraji, prognoz: umutsuz. Vücut sıcaklığı 32 dereceye düşüyor. Beyin ölümü ertesi gün 14.38’de gerçekleşiyor.

Olaydan sonra merhumun kocası Dignitas’ı arar ve annesin durumunu sorar. Kurtarma helikopteriyle kızına eşlik etmek için yola çıktıktan sonra ölüm odasında olanları öğrenir. 95 yaşındaki kadın, planlandığı gibi kızına ‘hoşça kal’ diyemeden veda eder..

Doktor üç hata yaptı

Annesininin gönüllü ölüm yolculuğuna eşlik etmek isteyen kızının ölüm nedeni belirlenene kadar birkaç ay geçti. Otopsi, vücudu dengede tutan kasların düzenli çalışmasını sağlayan organ ‘beyincik‘ adı verilen serebellum 'daki kan damarlarının bozuk olduğunu gösteriyor. Kalpten pompalanan kanı taşıyan boru ‘‘arterler‘‘ doğrudan damarlara bağlı, arasında hiçbir kılcal damar bulunmuyor. Bu spontan kanamaya yol açtı.

Zürih Adli Tıp Enstitüsü, Dignitas tarafından atanan doktorun üç kez yanlış hareket ettiği sonucuna vardı. İlk olarak, beyin kanaması düşünmeliydi. Kusma ile birlikte ani baş ağrısı tipik işaretlerdir. Sonuç olarak, bir görüntüleme sürecinde beyni incelemek için hastayı hastaneye yönlendirmeliydi. İkincisi, hastanın aşırı dozda ağrı kesici aldığından şüphe ediliyorsa sakinleştirici iğne enjekte edilmesinin yanlış olduğu, bunun o etkileri güçlendirdiği ve böylece bir solunum durmasına yol açabileceği belirtildi.

Üçüncüsü, hastayı istikrarlı bir yan pozisyona koymalı ve bilinçsiz hastanın dilinin solunum yollarını engellemediğinden emin olmalıdır. Denetimci Doktor, doktorun ölümü engelleyip önleyemeyeceğini kesin bir bulgu ile söyleyemiyor. Ama doktorun bunu kolaylaştırdığını ifade ediyor.