Mesele sadece Burka yasağı ile kalmaz..
İsviçre'de son hafta ilginç referandum sonuçlarına tanık olduk. Bilhassa, İsviçre'nin Güney'i Tessin'den sonra bu defa Doğu'su St.Gallen'de de Burka yasağının halkta karşılık bulması çok ilginç. Belki haklı olarak Türk vatandaşlarının çoğu şunu düşünüyor:‘‘Bizim halkımızın yüzde kaçı Burka takıyor ki?...Bu yasa olsa olsa Arapları ilgilendirir…‘‘
İşte mesele aslında sadece Burka yasağı değil. Burada, St. Gallen halkının Tessin'de olduğu gibi, olmayan bir sorunu varmış gibi gösterilmesinden etkilenip önlerine gelen öneriyi kabul etmeleri. İsviçre’de yaşayanlar arasında Burka takanların sayısı 100’ü geçmez. Cenevre, Berner Oberland ve İnterlaken gibi turistik bölgelerde ise Arap ülkelerinden gelen turistler arasında daha fazla görülüyor. Üzücü nokta ise, Berner Oberland- İnterlaken gibi turistik bölgelerde bir haftada, hatta bir gecede bir otele veya girdikleri bir mağaza alışverişinde 50-100 bin İsviçre frankı bırakan eşleri Burkalı Arap zengin turistler için 5 yıldızlı otellerde onların memnuniyeti için mescit bile hazırlayanlar, paranın olmadığı yerlerde başka kılığa bürünüp bu tür yasalarla siyasette tribünlere oynayarak prim yapma arayışına girişiyorlar.
Bu yasa teklifinin St. Gallen'de de karşılık bulması, 2019 yılında İsviçre geneli için yapılacak Burka yasağı oylaması öncesi Halk Partisi SVP'yi daha da cesaretlendirdi. SVP, yaklaşacak ulusal seçimler öncesinde, İslamiyet, göçmen konuları başta olmak üzere halka korku verilerek seçmenin desteğini alabileceğini bir kez daha görmüş oldu. Tessin'den sonra bu St. Gallen bölgesinde de korku siyasetinin prim yapması, ulusal seçimlerin yapılacağı 2019 yılı önces SVP'nini ve diğer sağcı siyasi partilerin yol haritasını belirlemede önemli etken olacak.
Bu noktada, ülkede yaşayan göçmenler, Türkler ve diğer Müslümanlardaki en büyük sıkıntı, kendilerine dokunulmadığı sürece her konuya ilgisiz kalması. Örneğin ‘‘Nasıl olsa bizde Burka takan yok boşver‘‘ deyip geçmeleri gibi..Yine başka bir yabancıları hedef alan yasa teklifinde, ‘‘Boşver o Türkleri çok ilgilendirmiyor‘‘ deyip geçilmesi gibi.. Ama bir gün sıra seni ilgilendiren konulara geldiğinde, sana da senden başka destek veren kalmayacak.
‘‘Erdoğan‘‘ adıyla yapılan her kampanya destek bulur
Artık Avrupa genelinde adı şanı duyulmamış ressamlar sözde sanatcılar bile pirim yapmak için en kestirme bu yolu seçiyorlar. Burka yasağının kabul edildiği günler, minare yasağının mimarı Egerkinken grubu bu defa ''İsviçre’de Erdoğan müdahalesi durdurulsun'' başlığıyla topladığı imzalarla beraber, Thurgau'daki çocukların Çanakkele Zafer kutlamasını bahane ederek Bern'e bir başka dilekceyi teslim etti. Oysa, İsviçre'nin geleneklerinde çocukların gerçek silahlarla atış yaptığı onca gösteri var. ‘‘Wilhem Tell‘‘ gibi tarihi kahramanların hikayesini anlatırken sahnelenen gösteriler? Bunları o haberleri yapan gazeteciler ve siyasetciler de biliyor. Ama gazeteci reyting siyasetci de siyasette prim yapma yarışına girdi.
SVP Partisi de, 2019 yılında İsviçre'de gerçekleşecek ulusal seçimler öncesi, gündemde kalabilmek ve prim yapabilmek için daha iyi prim yapabilecek bir konu bulamazdı. Erdoğan'ın adını kullanarak yapılacak her kampanya Avrupa genelinde prim ve bedava reklam yaptırır. Daha önce İslamiyet üzerinden seçmene ve ülke halkına korku yayarak oylarını artıran SVP, bundan daha güncel bir konu bulamazdı. Yaklaşan ulusal seçimler öncesi göçmenlerin sürekli manşetlere taşınıp tartışılacağı yeni korku senaryolarının anlatılacağı, göçmenlerin, Müslümanların sabırlarının sınanacağı bir döneme giriyoruz. İsviçre medyasına yön veren bir üst akıl, yine ülkedeki göçmenler üzerinden halka korku aşılayarak medyayı kendi polikasına göre yönlendirecek. Medyaya asılsız belgeler bilgiler sızdırılacak. Ülkede yaşayan 2,5 milyona yakın göçmenin içinden yine en olumsuzları cımbızla seçilerek manşetlere taşınacak ve yabancılar üzerinden, Müslümanlar üzerinden prim yapılmaya çalışılacak. Bu noktada göçmenler aslında kendi kaderlerini kendileri belirleyebilir. Bundan böyle, seçimlerde oy kullanma imkanı olan çift pasaportlu yabancılar duyarsız mı kalacak, seçim zarflarını yine çöpe mi atacak? En son yapılan bir araştırma sonucunda, 15 yaş üzerindeki her 6 İsviçre’liden birisi çifte vatandaş yani göçmen asıllı.Hele diğer büyük kentlerde bu oran çok daha yüksek. Aralarında 50 bine yakın Türk vatandaşının da bulunduğu 1 milyona yakın göçmen asıllı İsviçre'li üzerine yatırım yapan siyasi parti gelecekte kazançlı çıkacak.