Yaban

Hüseyin Samsunlu

Avrupa'nın 1960'dan itibaren kalkınması refah düzeyinin yükselmesi ancak dışardan getittirdikleri yabancı işçiler sayesinde olduğunu bütün dünya biliyor. Kendileride bunu işlerine gelince biliyorlar işlerine gelmediği zaman ise ülkelerinin en büyük sorunları bu yabancı işçiler oluyor. 50 senedir hep aynı hikaye, hep aynı senaryo sanki bitmeyen bir dizi filminin bazen iyi oyuncuları ,bazende kötü oyuncuları bu yabancılar. Siyasileri bile sıkıştıkları zaman kullanacakları en iyi malzeme olarak hep ellerinin altında tutuyorlar bu konuyu. Isıtıp,ısıtıp ocağa koyuyorlar bu malzemeyi. Ancak artık bu malzeme bayatlamaya başladı, yeni senaryo bulsalar iyi olacak. İsteselerde istemeselerde bizler buralıyız,bizlere ihtiyaçları bitmeyecek.

Zaman, zaman varlığımızdan rahatsız olduklarını söyleyenler;yokluğumuzda nasıl rahat ve huzurlarının bozulacağını,refah seviyelerinin nasıl aşağılara düşebileceğini anlamaları gerekiyor. Ya da bizlerin onlara,bizsiz hayatlarının nasıl zor olacağını birde bu açıdan olaya bakmalarını sağlamamız yeni fikirler üretmemiz gerekiyor.Bir an yabancıların hepsinin gittiğini varsayalım,neler olabileceğini bizleri istemeyenlere bir senaryo hazırlayalım. Hastaneleri çalışamıyacak hale gelecek, sokaklar pislikten geçilmeyecek,ev kiraları düşecek, mağazalar bomboş kalacak,binlerce firma iflas edecek, bu senaryo o kadar uzarki. Bunları anlatmak lazım.


2015 yılında yabancıların gündemde olmadığı,siyasilerin yabancıları seçim malzemesi yapamadığı yada yapamıyacağı bir yıl olması hepimizin arzusu. Artık yeter..

Eğitimde çocuklarımıza fırsat eşitliği vererek ,özellikle yabancı çocukların okullarda hiçbir ayrıma maruz kalmadan rakipleriyle eşit şartlarda yarıştığı bir eğitim sisteminin oluşması kaçınılmazdır.Okullarda özellikle öğretmenlerin ırkçı yaklaşımlarının ciddi şekilde kontrol edilmesi,yetkililer tarafından ağır cezalar verilmesi,ırkçı yaklaşımlara sıfır tolerans gösterilmesinin zamanı geldi.Buralı olmamızı istemeleri,entegrasyon masalını çevirip ,çevirip önümüze koymaları yetmiyor artık.Çocuklarımızı asimile etmeyen yaklaşımlarla onların buraya ait olduklarını hissettirecek atmosferin hızlı bir şekilde yaşama geçirilmesi şart. Bunları isterken bizlerde ,öncelikle anne ve babalar da ev ödevlerini iyi yapmalı çocukların eğitimlerine gereken önemi göstermeliler.


Bu yıl dünyamız çok yoruldu. Doğal afetler,kazalar ,savaşlar yine son bulmadı.Huzursuzluk ortamı yılın şu son günlerinde de dünyanın her tarafında devam ediyor.İnsanlık kaybediyor,yarınlar kaybediliyor,gelecek hesapları yapamaz olduk. 2015 yılında kavganın ,döğüşün bitmesi dünyaya huzur ve sevgi ortamınının gelmesi en büyük beklentimiz olacak.


Takviye edici gıdalar adı üstünde gıdadır, asla ilaç değildir. Gıda takviyesi zayıflatmaz, hastalıkları tedavi etmez. Gıda takviyesini ilaç olarak gösteren yanıltıcı reklam ve tanıtımlara kanmayın."( Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın kamu spotu)

2015 yılının tüm insanlığa sevgi, saygı, sağlık ve barış getirmesi dileklerimle, yeni yılınızı kutluyorum.
Çocuklarımızı Türk kültür derslerine gönderelim,geleceğimize yatırım yapalım.
TEMA VAKFINA ÜYE OL, DESTEK OL,TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN
Üzerinize vazife olmayan işlere karışın : BİR AĞAÇLA KARDEŞ OLUN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.