ZÜRİH- Donald Trump’ın ABD’deki seçim zaferi, İsviçre’de de siyasi tartışmaları alevlendirdi. SP Eşbaşkanı Cédric Wermuth, bu gelişmenin demokrasi, azınlık hakları ve iklim değişikliğiyle mücadele açısından endişe verici olduğunu belirtti.
SVP Ulusal Meclis Üyesi Alfred Heer ise, sol kesimin Trump’ın zaferini kendi siyasi amaçları için kullandığını savunarak, “Eğer Harris kazansaydı, sizin gibi ağlamazdım” dedi.
Yeşiller Partisi Ulusal Meclis Üyesi Sibel Arslan, otoriter liderlerin seçilmesinin tehlikelerine dikkat çekerek, bu tür politikacıların seçilmesinin nereye varacağını sorguladı.
Merkez Parti Grup Başkanı Philipp Matthias Bregy ise, Trump’ın demokratik kurumlarla zorlu bir ilişkisi olduğunu kabul etmekle birlikte, “Jungsozialisten (Genç Sosyalistler) bana Trump’tan daha fazla endişe veriyor” diyerek farklı bir bakış açısı sundu.
Bu tartışmalar, İsviçre siyasetinde provokasyonun sınırlarının nerede çizilmesi gerektiği konusunda farklı görüşlerin olduğunu gösteriyor. Heer, provokasyonun siyasetin bir parçası olduğunu ve siyasetin bir “Streichelzoo” (hayvanat bahçesi) olmadığını belirtirken, Arslan, insan onurunu zedeleyen söylemlerin kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Bu gelişmeler, İsviçre’de siyasi söylemin sınırları ve provokasyonun rolü üzerine derinlemesine bir tartışmayı beraberinde getiriyor.