Turizmde sıkıntılar meydana gelince hemen gözler hükümet yetkililerine çevriliyor. Oysa parayı kazanan, her şey yolundayken burunlarından kıl aldırmayan sözde turizmcilerin her şeyi hükümetten beklemesi artık abesle iştigal olmaya başladı.
Ülkenin en güzel koylarını kapatarak Türkiye'nin turizm kaymağını yiyen bu kişiler, kriz döneminde bile yattıkları yerden para bekliyorlar. Devletten bekledikleri karşılığında kendileri neler yaptığını hele bir anlatsalar ya... Onlar hep talep eden, feryat eden konumundalar. Hatta para kazandıkları beldelere ne gibi yardımları oluyor, bunu bile sorgulamak lazım. Oteller ve tatil köyleri beş yıldızlı. Otelden çıkınca eksi beşe düşüyor. Terör yüzünden veya başka milli duruşlardan dolayı ülkemize gelen turist sayısında gerileme olabilir. Ağlayıp karalar bağlamanın yeri değildir. Hanı turizmi çok iyi biliyordunuz ya buyurun siz de koyun ortaya bildiklerinizi.
Turizmin kaymağını yiyen Avrupalı tur operatörleri de sıkıntıyı görüce rotayı başka sahillere çeviriyorlar. Almanya'daki Türk turizmciler bile krizle baş edebilmek için örgütlenme ihtiyacı olduğunu yeni fark etti. Bu arada Türk-İsviçre Seyahat Acenteleri Birliği'ini (TİSAB) bahsettiğimiz fırsat avcılarından ayrı tutmak lazım. Onlar 1996 yılında örgütlemelerini tamamlayarak 20 yıldır Türk turizmine hizmet veriyorlar. İsviçre'nin Türkiye'ye gönderdiği turist sayısı 400 bin civarında. Ülke nüfusunun yüzdesine göre bakıldığı zaman Almanya'dan daha fazla turist gönderiyorlar. Buna rağmen felaket tellallığı yapmazlar, işlerinin gereğini yerine getiriyorlar. Türk turizmciler fuardan fuara bir araya gelirken TİSAB üyeleri her fırsatta bir araya gelerek, daha neler yapabiliriz, derdi ile dertlidirler. Onların kısa, orta ve uzun vadeli projeleri vardır da, onlara değer veren yoktur.
O sesi çıkanlar kadar da destek görmezler, ama onlar her zaman ülke turizmi için var güçleriyle çalışıyorlar. Son olarak Türk-İsviçre Seyahat Acenteleri Birliği yeni bir çalışma başlatarak Türk turizmi için seferberlik başlattı. "Komşunla El Ele Türkiye'ye" sloganı ile başlattıkları kampanya ile her Türk vatandaşının İsviçreli komşusunu alarak tatilini Türkiye'de geçirmeleri için çağrısında bulundular. Krizi fırsata çevirmeye ve eksiklikleri tamamlamaya çalışan TİSAB üyeleri, hep birlikte el ele vererek bu zor günleri aşmaya çalışıyorlar.
TİSAB'ı ve İsviçre'yi küçümsemeyelim. Türk turizmine spor turizmini ve bu zamana kadar on binlerce sporcuyu ülkemize TİSAB üyeleri getiriyor. Herkes yolcu TİSAB hancıdır. Her şey yolundayken sel olup akanlar, kriz döneminde ortada yokken TİSAB kum olarak kalıyor. Her ülkede TİSAB gibi örgütlere ihtiyacımız var.
Unutmayın Avrupa'da turizm için iki kurum var.