Evet dostlar, koronavirüs tehlikesini artık bilmeyen yok..
Ama korkunun da ecele faydası yok..
Virüs çok tehlikeli ve de öldürücü, hepsine eyvallah..
Ve bu dertle, bu sıkıntıyla, birlikte yaşayacağız.. veya ömrü olan yaşayacak..
Ama yaşarken de kuvve-i maneviyemizi yerle bir etmeyeceğiz..
Kesinlikle moral bozacak sözlerden, kaçınmalıyız.. işte ne bileyim; yakalandık mı, yandık, o hâlde gevşemeyelim, evlerde kalmaya devam edelim, gibi kolaycılığa saparsak bu sefer rûhi depresyon bizi mevtâ yapar..
Korku ve stres en büyük hastalıktır, değerli dostlarım..
Tevekkeltü al allah.. allaha güvendim ve o'na dayandım..
Ama elbette tedbirimizi alacağız ve aklı yeten kişileri de dinleyeceğiz.. olay budur..
Korku ve panik en büyük hastalıktır.. insanı mahfeder..
Sırası gelmişken korkuyla alâkalı bir hikâye anlatayım..
Tüccarın biri, bir gün yolda giderken veba hastalığınla karşılaşır..
Endişe içinde veba'ya bakar ve nereye gidiyorsun, diye sorar..
Veba, bağdat'a diye cevap verir..
Peki kaç kişinin canını alacaksın, diye tekrar sorar, tüccar..
Veba; çok değil, sadece 5 bin kişi, der ve yoluna devam eder..
Aradan zaman geçer, tüccar bir gün yolda yine veba'yı görür.. fakat önceki zaman bağdat'ta vebadan dolayı 60 bin kişinin öldüğünü de duymuştur..
Hemen sorar;
Ey veba, bana 5 bin kişiyi öldüreceğini söylemiştin.. oysa sen 60 bin cana kıymışsın, niye böyle yaptın?..
Veba, gayet sakin ve kendinden emin cevap verir; ben aslında 5 bin kişi öldürdüm.. geriye kalanı ise korkudan öldü..
İşte böyle, kıymetli dostlar..
Koronanın öldüremediğini korku, heyecan, stres ve panik öldürebilir..
Netice-i kelâm;
Vücut sağlığımızla beraber, akıl sağlığımızı da korumalıyız..
Unutmayalım ki, bozulan psikoloji, vücut direncini dibe
İndirir..
Direnç dibe vurunca da, ayıkla pirincin taşını..
Vesselâm