Musa Acar
BERN- Federal Meclisin kış 2016 oturumunda milletvekillerinden gelen Türkiye ile ilgili sorulara ve taleplere Federal Hükümet cevap verdi. Manuel Tornare (SP GE) ve Claudia Friedl (SP SG) Türkiyedeki tutuklu milletvekilleri ve belediye başkanları hakkında İsviçrenin neler yapacağını sordular. Avrupa Konseyi, AGİT, BM üzerinden İsviçrenin baskı yapması mümkün mü sorusuna Federal Dışişleri Bakanı Didier Burkhalter cevap verdi. Burkhalter Türkiye'deki olayları dikkatli bir şekilde ve Türkiye ile dialog halinde takip ettiklerini ifade ederek Türkiyenin terör tehditlerine karşı kendini savunma hakkı olduğunu ve darbe girişimi orantılı güç ve anayasal düzen çerçevesi içinde, hukuk devleti prensiplerine ve milletlerarası anlaşmalara uyularak tepki verme hakkı olduğunu kabul ediyor.
İsviçrenin alınan tedbirlerin yoğunluğu ve kısıtlanan insan hakları hakkında kaygılı olduğunu ifade etti. HDP milletvekillerinin tutuklanması neticesinde İsviçre 9 Kasım Avrupa Konseyine (AK) ve 10 Kasımda AGİT'e müracaat etti. Hapishane ziyaretleri için AK'nin işkence ve gayriinsani tutukluluk komisyonu sorumlu. Bu kurum 29 Ağustos ve 6 Eylül tarihlerinde Türkiyeyi ziyaret ettiç Ancak raporunu şu aşamada gizli tutmakta. Bu raporun açıklanması AK ve Türkiye arasında verilecek bir karar. İsviçrenin buna tesir yetkisi olmamakla birlikte açıklanmasından yana fikrini beyan ediyor. 2017 yılı içinde milletlerarası kuruluşların Türkiye ziyaretleri öngörüldüğünü beyan ediyor dışişleri bakanı. Birleşmiş Milletler (BM) işkence ve gayriinsani muamele özel raportörü Nils Melzer 4 aydır görevde olan bir İsviçre vatandaşıdır. Görevli olarak 29 Kasım ila 2 Aralık 2016 tarihlerı arasında hapishaneleri ziyaret etmiştir ve 2 Aralık günü Ankarada bir basın açıklaması yapmıştır. Nihai raporunu 2018 Mart ayında yayınlayacaktır.
BM özel raportörü Türkiyenin son senelerin işkenceye sıfır taviz politikasını devam ettirmesi için Türkiyeye çağrıda bulunmuştur diyor Burkhalter. Milletvekili Claude Béglé (CVP VD) bazı ülkelerin Türkiyeyi hedef alarak sert tepki vermelerinin aksine İsviçrenin tenkit etmede itidalli davrandığını ifade ederek federal hükümetin arabuluculuk yapıp yapmayacağını sordu. Federal dışişleri bakanı Burkhalter İsviçrenin tarihi geleneği olan silahlı çatışma halindeki taraflar arasında arabulucuk misyonu gereği, talep edilmesi halinde böyle bir hizmete hazır olduğunu ifade ederek, 2015 yaz aylarında güneydoğuda başlayan çatışmaların peşinden ve en son TC dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun İsviçre ziyaretinde teklif ettiğini ancak Türkiyenin böyle bir talebi olmadığını açıkladı. Fehlmann Rielle (SP GE) İsviçrenin Türkiye ile bir geri kabul anlaşması imzalamasını hedeflediği haberlerini medyadan öğrendiği ifade ederek, Türkiyedeki insan hakları gerekçesi ile bu görüşmenin durdurulması gerekli olup olmadığını sordu. Federal hükümet geri kabul anlaşma görüşmelerinin seneler önce başladığını hatırlatarak geri gönderilecek her kişinin şahsi durumu ve ülkenin genel gidişatı dikkate alındığını yazılı olarak ifade ettikten sonra Türkiye ile geri kabul anlaşma görüşmelerinin devamını tercih ettiklerini yazdı.
Martin Naef (SP ZH) federal polisin 29.09.2016 tarihli açıklamasında İsviçre'nin ilk defa bir polis ataşesini Türkiye'ye gönderirken Türkiye'nin'bilhassa teröre karşı mücadelede' mühim bir partner olduğunu ifade ettiğini hatırlatarak hükümete 3 soru sordu: 'Terör' tarifini kim yapıyor? İsviçre polis ataşesi TC devletinin faaliyetleri ile ilgileniyor mu? Federal hükümet onu insan hakları ihlalleri ve savaş suçları hakkına bilgi vermekle görevlendirdi mi?
Federal hükümet cevabında cihatçı iddiasındaki savaşçıların bilhassa Türkiye üzerinden savaş bölgelerine gittiğini, Türkiye'ye gönderilen İsviçreli polis ataşesinin İsviçredeki güvenlik güçlerini cihat iddiasında olanları tespit ve geri göndermekle görevli olduğunu yazdı. Türkiye politikası hakkında raporlamanın polis ataşesinin ana görevi olmadığını ifade ederek Türkiyedeki insan hakları durumu ve Türkiyenin Suriye ve Iraktaki faaliyetleri hakkında raporlamanın büyükelçilik görevi olduğunu yazdı.