Herkese hayırlı, huzurlu sabahlar. Kurban Bayramı'nın bu son gününde biraz da etrafımıza bakalım. Allah'ın ikramı olan çiçeklere, böceklere, hayvanata, nebatata, dağa, taşa, denize, göle, ırmağa, yeşile, maviye, kırmızıya, mora, sarıya, pembeye bakalım. "Gönül gözlerini açıp baksana, veren neler vermiş dünyada sana" cümlesinin sırrına erelim. Her şeyde karamsar, her işte bedbin olmayalım. Güzel olan her şeyi düşünelim ve dünyada iyi işlerin de yapıldığını, Allah'ın iyilik peşinde koşan kullarının da olduğunu unutmayalım.
İnsanları eşref-i mahlukat olarak yaratan Hâlık-ı Zül Celâl'e "Elhamdülillahi Rabbi'l Âlemin" demeyi ve verdiği nihayetsiz lütuflar için O'na şükretmeyi unutmayalım. Her şeyin en iyisini ve en doğrusunu, hesap gününün sahibi olan Hz. Allah bilir. O öyle bir Hâkim-i Mutlak ki, kendisine her an isyan eden kullarının bile rızkını kesmez ve sürekli gönderir. Ama gelin görün ki, kul gaddardır. Kul kula en ufak bir yan bakmada merhamet etmez. Tolerans, hoşgörü, sevgi, saygı, muhabbet, uhuvvet, ülfet, genel itibarıyla bitmiş. Bitmese de, az kalmış. Yine de yaptığı samimi icraatlarla gönüllere girmiş olan dostlar divanımız bu pozitif olguların devamı için gücü nispetinde ve misyonu gereği gayret sarf ediyor.
Allah, sevgi şuurunu ebedi kılsın. Hiçbir vakit yanlışa tevessül edenlerden olmayalım. Netice-i kelâm; dünya fâni, Allah bâkî. Vesselâm.