Deprem bölgesi bu yıl ikinci buruk Ramazanını idrak edecek. Türk insanı depremde gösterdiği yardımlaşma refleksiyle imtihanını kazandı. Devlet hiç olmadığı kadar hızlı bir gayret göstererek bir taraftan enkazdan kurtarma çalışmaları yaparken diğer yandan depremden etkilenen 16 milyon insanın barınmasını sağlamak için hızlı bir seferberlik başlatarak kimseyi açıkta bırakmadı. Daha depremin birinci yılından 200 binin üzerinde ev deprem zedelere teslim edilmeye başlandı. Türk halkı kalıcı konutlara geçilmeden konteyner kentler kurarak ciddi bir yardım kampanyası göstererek depremzede kardeşlerinin yanında yer aldı.
Şimdi ise deprem bölgesi ikici Ramazanını idrak edeceğiz. Devletimiz bütün imkanlarını seferber ederek bölgedeki insanımızın rahat ve huzurlu bir Ramazan geçirmeleri için çalışmalarını sürdürüyor. Bizler de, depremde yakınlarını ve her şeylerini kaybetmiş gözü yaşlı depremzede kardeşlerimizi Ramazan ayında hatırlayarak onlara maddi ve manevi desteğimizi göstermeliyiz. Hazırlayacağımız ramazan kumanyalarıyla oradaki kardeşlerimizi unutmadığımızı göstermemiz bölge halkına büyük bir moral olacaktır.
Ramazan ayında, oruç ibadetinin yanında yardımlaşma ve dayanışmanın da ön plana çıktığı bir aydır. Bu ayda Müslümanlar kendilerine rızık olarak verilen şeyleri paylaştıkları, oruç ibadetinin yanı sıra yardımlaşma ve dayanışma duygusunu da ön plana çıkarmaktadır. Toplum olarak bizi biz yapan güzel değerlerimiz ve geleneklerimiz Ramazan ayında güçlendirerek kardeşlik hisleri uyandıran, yoksulların, çaresizlerin halinden anlama duygusun zirve yaptığı bir fırsat ayıdır. Millet olarak Mübarek Ramazan ayında yapacağımız yardım ve desteklerle birlik ve beraberlik anlayışının canlı tutulmasını fırsat bilmeliyiz.
Cenab-ı Hak, Ramazan ayında nimetlerini cömertçe kullarına ihsan ederken biz kulları da kavuştuğumuz bu ihsanları ihtiyacı bulunan kardeşlerimize ulaştırmayı milli ve manevi bir görev olarak algılamalıyız. MÜSİAD’ın oluşturduğu bir heyetle Ramazan ayında deprem bölgesine olacağız ve kardeşlerimizle beraber iftar ederek gönüllerini almaya çalışacağız. Özellikle İsviçre’deki hayırsever insanlarımızın bağışlarıyla oluşan İsviçre sokağındaki konteynerlerde bulunan depremzedeleri ziyaret edeceğiz. Birbirimizi daha çok sevmek, ihtiyacı olanlara yardım elimizi uzatmak ve iyilikte yarışmak zorundayız.
Din büyüklerimiz, ‘Ramazan ayında bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir” buyuruyorlar.
Şimdi lüks ve israfa varan iftar davetlerinden kaçarak ihtiyaç sahiplerinin yanında olma zamanıdır. Ramazan ayını fırsat bilerek birlik ve beraberliğimizi pekiştirerek yeniden ayağa kalkma fırsatını iyi değerlendirmeliyiz. Ramazan’da iftar ve sahur sofraları yapacağımız yardımlarla şenlenmeli bayramda da yetimleri ve yoksulları sevindirmeyi kazanç bilmeliyiz.
Ramazan ayının bütün insanlığa hayırlar getirmesini diliyorum. Hepinizin Ramazan-ı şerifi mübarek olsun.