Son günlerde görülen Coronavirüsteki vak'a artışı, yeniden korkutucu boyutlara doğru ilerliyor..
Yaz aylarında virüs yaşamaz dendi, virüs bağışıklık yapmaya başladı dendi, ama hepsinin koca bir palavra olduğu anlaşıldı..
Tabi insanlar duyarsız ve vurdumduymaz olursa Coronavirüsün de insanları bırakmaya niyeti olmaz..
Evet insanlarda iz'an, idrâk ve irfan olmazsa, alınan kararlar ne kadar ciddi olursa olsun, bu pandeminin üstesinden gelinemez..
Ayasofyayı açma tarihi verildiğinde bu anlamlı açılışa özlem ve hasret duyan binlerce maskeli veya maskesiz insanın o mekâna koşacağı ve bu salgın ortamında hastalığa yakalanacağı hesap edilmeliydi..
Yine Kurban Bayramında kısa metrajlı da olsa köyüne kasabasına hicret edenlere müsaade edilmemeliydi.. Artı, Kurban pazarları ve kesim yerlerinin de virüsün çok sevdiği yerler olduğu iyi hesap edilmeliydi..
Yine özellikle sahil kesimlerinde aşırı yoğunluk yaşanılacağı iyi etüd edilmeliydi..
Deniz kenarlarında on metrekare yere neredeyse elli kişi düşüyor.. Ve insanlar neredeyse kucak kucağa oturup sözüm ona yüzüyorlar..
Bir başka pandomino da şu; Erzurumspor şampiyon oluyor, binlerce Erzurumlu ayakta, Hatayspor şampiyon oluyor, binlerce Hataylı halaylar çekiyor, Karagümrük şampiyon oluyor, ayni şeyler, Başakşehir şampiyon oluyor, kısa bir müddet önce Koronavirüsten hayatını kaybedecek noktaya gelen ve daha sonra iyileşen Başkanları Göksel Gümüşdağ altı okka yapılıp havalara zıplatılıyor..
Kısacası, kimin eli kimin cebinde belli değil..
Ne maske var, ne sosyal mesafe var, Allah'a emanet gidiyoruz..
Canlı müzik adı altında faaliyet gösteren tavernalar, kulüpler dopdolu, kafeler, barlar, restoranlar, oteller, pazarlar, tıklım tıklım.. Millet ne kadar rahat yaşamaya, gezip tozmaya, yemeye içmeye hasretmiş, şaşırmamak mümkün değil.. Sonra da evde oturup hastalıktan nasibimizi almayalım, diyen dikkatli insanlar da bir şekilde bu aymazların yüzünden hastalanıyorlar..
Ben de şu an yazlık sayılabilecek bir beldedeyim.. Günün çoğunluğunu evde geçirmeye gayret ediyorum.. İhtiyaca binaen dışarı çıktığımda ise kesinlikle maske takmayı ihmal etmiyorum.. Yanıma insanların fazla sokulmamalarına dikkat ediyorum.. Ama inanın burada da Türkiyenin çok yerinde olduğu gibi maske takmayanlar takanlardan daha fazla..
Peki durum bu merkezdeyken salgını nasıl yeneceğiz?..
Hem arabada, önde cam kenarında oturayım, hem de elli kuruşa gideyim, düşüncesiyle hareket edilirse hepimizin sonu hüsrân olur ve bu salgından da herkes nasibini alır..
Netice-i kelâm;
Makûl bir müddet insanlar bir takım keyiflerinden, zevklerinden feragât etselerdi ne olurdu?..
Açlıktan kim ölmüş ki?..
Ama, arzu, istek, hırs, ben yiyeyim, ben yaşayayım histerisi, insanların zaman gelir mahfına sebep olur..
Uzun lâfın kısası, insanların keyiflerine mağlup olmaları ve hayatı akıllarına estiği gibi günü birlik yaşamaları, önümüzdeki günlerde vak'a sayılarında daha fazla artış bonusu olarak geri dönecektir..
Ve olan da hâlim, selim, kurallara uymaya dikkat eden kişilere olacaktır..
Vesselâm..
MİLLET SÖZ DİNLEMİYOR..
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.