Eğer insanda irfan, hikmet ve erdem yoksa, bedenin ve sahip olduğu unvanların hiçbir değeri kalmaz. İnsanı değerli kılan, sahip olduğu zenginlik ya da makam değil, insanlığın özü olan bilgi, hikmet ve ahlâktır. İrfandan, hikmetten mahrum olan kişi, en yüksek mevkilerde olsa bile içi boş bir kabuk gibidir.
Ne yazık ki, son zamanlarda sosyal medyada şöhret, para ve gösterişten başka bir amacı olmayan bir kesim ortaya çıktı. Bu kişiler, süslü laflarla ve parlak görüntülerle insanların dikkatini çekiyor, fakat söyledikleri ve anlattıkları şeylerin içi bomboş. Yalnızca, bazı muhakeme yeteneği eksik olan kişilerin ilgisini çekiyorlar ve anlattıkları da çoğu zaman gerçeklikten uzak, abartılı hikayelerden ibaret. İnsanlar bu durumu fark edemiyor, fark etse bile çözmek için çaba sarf etmiyorlar. Üstüne üstlük, bu kişilerin sözde değerli ürünleri elden ele dolaşıyor, sayfadan sayfaya sanki paha biçilmez bir değer taşıyormuşçasına paylaşılıyor.
Yaldızlı görüntüler, süslü sözler insanlar için cazip görünüyor ama unutmamalı ki, kişi sevdiği ve takdir ettiğiyle beraberdir. Karga ve bülbül hikayesi meşhurdur; kimi çöplüğü seçer, kimi ise gülü… Bir başka deyişle, bülbül güle, karga çöplüğe götürür. İnsan kimin peşinden giderse, sonunda onunla aynı kaderi paylaşır. Bu dünya aldatıcı görüntülerle doludur, eğer insan sadece dış görünüşe, süse ve şatafata aldanırsa, sonunda büyük bir pişmanlık yaşar. Ancak bu pişmanlık, iş işten geçtikten sonra gelir.
Oysa gerçek değer, insanın içindeki ahlâkta, irfanda ve vicdandadır. Hayatta geçici olan maddi şeylerin peşinde koşmak, insanı asla kalıcı bir huzura ulaştırmaz. Gerçek huzur, insanın sahip olduğu erdemlerde ve hayatına kattığı anlamda saklıdır.
Sonuçta pişmanlık olur, ama iş işten geçer!
Vesselâm.