Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ve Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) tarafından hazırlanan raporlar, küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin hızlı bir şekilde arttığını, ancak bu artışın dünyadaki tüm bölgelere eşit şekilde yansımadığını ortaya koyuyor. 2023 yılında dünya genelinde yenilenebilir enerji kapasitesi %50 oranında artarak toplamda 3.870 gigawatt (GW) seviyesine ulaştı. Bu artışın büyük bir kısmı, Çin gibi ülkelerin katkısıyla sağlanırken, bazı gelişmekte olan bölgeler bu ilerlemenin gerisinde kaldı. Özellikle Asya ve Avrupa, yenilenebilir enerji kapasitesinde lider konumdayken, Afrika gibi bölgeler daha yavaş bir gelişme gösteriyor .
Çin, yalnızca 2023 yılında eklediği 216.9 GW’lık güneş enerjisi kapasitesiyle küresel liderliğini sürdürüyor. Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri de önemli ilerlemeler kaydederken, bu ülkeler yenilenebilir enerjiyi teşvik etmek için yeni politikalar ve destek mekanizmaları oluşturuyor. Örneğin, ABD’de Enflasyon Düşürme Yasası kapsamında sağlanan vergi teşvikleri, yenilenebilir enerji projelerinin hızla artmasını sağlıyor. Öte yandan, güneş ve rüzgar enerjisi, küresel enerji üretiminde en hızlı büyüyen teknolojiler olarak dikkat çekiyor ve 2030’a kadar yenilenebilir enerji üretiminin %95’ini oluşturması bekleniyor .
Ancak bu büyümeye rağmen, birçok gelişmekte olan ülke hâlâ yüksek finansman maliyetleri ve altyapı eksiklikleri gibi zorluklarla karşı karşıya. Bu durum, yenilenebilir enerjiye geçişin hızını yavaşlatıyor ve COP28’de belirlenen 2030’a kadar yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma hedefini tehdit ediyor. IEA’ya göre, bu ülkelerde enerji geçişini hızlandırmak için küresel finansman ve politika desteğinin artırılması gerekiyor .
Yenilenebilir enerji büyümesinin sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için, özellikle gelişmekte olan ülkelerde daha fazla finansal destek ve yapısal reformlar yapılması şart. Bu çerçevede, yenilenebilir enerjinin dünya genelinde yaygınlaşması, sadece teknolojik gelişmelere değil, aynı zamanda politik ve ekonomik uyum süreçlerine de bağlı.