Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayar, Koronavirüs’ün, öksürme, hapşırma gibi yollarla önce ellere, daha sonra da para, cep telefonu gibi nesnelerle kişiden kişiye bulaştığını belirterek, “Bu kişi elini ağzına götürdüyse, bulaştırdıysa, toplu taşıma aracındaysa bu virüsü almamız çok kolay. Virüsün bulaşma yolu, gıdalar değil. Virüslerin yaşayabilmesi için canlı hücrelere ihtiyaç var” dedi.
Koronavirüs hakkında özellikle sosyal medyada yer alan birçok paylaşımın bilgi kirliği yarattığına dikkati çeken Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayar, algı operasyonlarına itibar edilmemesi gerektiğini söyledi.
Koronavirüs’ten korunmanın en kolay yolunun sık aralıklarla ellerin bol sabunlu suyla 30 saniyeye yakın yıkanması gerektiğini kaydeden Tayar, sosyal medyada dolaşan “Elma sirkesi, sarımsak, kelle paça çorbası” gibi besinler tüketilerek virüsten korunmanın mümkün olmadığı uyarısını yaptı.
Paralar ve cep telefonuna dikkat!
Virüsün öksürme, hapşırma gibi yollarla önce ellere, daha sonra da para, cep telefonu gibi nesnelerle kişiden kişiye bulaştığını anlatan Tayar şöyle konuştu:
“Virüs dediğimiz çok küçük mikroskobik canlılar, çok basit organizmalar ve bunların yaşayabilmesi için canlı bir hücreye girmesi gerekiyor. Koronavirüs ailesi insanlarda olduğu gibi hayvanlarda da uzun yıllar gördüğümüz bir virüs, fakat Koronanın son versiyonu yeni bir versiyon.
“Çünkü sık sık değişme özelliğine sahip olan bu canlıların yaşayabilmesi için canlı hücrelere girmesi gerekiyor. Koronanın tercih ettiği yol da solunum yolu hücreleri. Buraya yerleşip hücrelerin yapısını bozduğu zaman vücut bunu atmaya çalışıyor. Atarken de öksürüğü kullanıyor.
40 metre uyarısı
“Öksüren kişinin ortalama çıkış hızına bakarak 40 metreye kadar bunu havaya asabilir veya havada damlacık olarak da kalabilir. Bu kişi elini ağzına götürdüyse, bulaştırdıysa, toplu taşıma aracındaysa bu virüsü almamız çok kolay.
“Virüsün bulaşma yolu, gıdalar değil. Virüslerin yaşayabilmesi için canlı hücrelere ihtiyaç var. O yüzden kıyafetinize bulaşan bir virüs, ertesi sabah kaybolacaktır. Yapacağımız en basit kural, ellerini yıkarken el fırçası edinirlerse olay çözülmüş olur.
“Korkulacak bir virüs değil”
Koronavirüs korkulacak bir virüs olmadığını söyleyen Prof. Dr. Tayar, “Korona bir anda korkulu rüyamız haline geldi. Şu anda dünyada birçok bulaşıcı hastalıktan hayatını kaybeden insan var. Fakat Koronavirüs biraz medyatik bir virüs oldu. Biz kurallara uygun el yıkasak, el yıkamayı kurallara uygun uygulasak zaten koronanın çok da korkulacak bir hastalık olmadığını, benzer virüsler gibi bir hastalık olduğunu göreceğiz” dedi.
“El yıkamayı bilmiyoruz”
Prof. Dr. Tayar, kamuoyunda birçok biyolojik silah söylemlerinden bahsedildiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Bunları dikkate almadan yapacağımız şey çok basit; suya ve sabuna dokunmak. Suya ve sabuna dokunurken de sadece dokunup geçmeden, en az 14 saniye köpürtelim, 14 saniye de parmak araları ve tırnak uçlarını yıkayalım.
“Biz el yıkamayı bilmiyoruz. El yıkamayı bilmeyince de Koronavirüs’e karşı en açık grubuz. O yüzden ellerin nasıl yıkandığını öğrenmemiz gerekiyor. Çocuklar bu konuda çok donanımlılar.